Nisan ayında yıllık enflasyon yüzde 6.6’ya geriledi. Enflasyonda bu seviyeler en son üç yıl önce, 2013’ün Mayıs ayında görülmüştü. Enflasyonun ocak ayı sonunda yüzde 9.6’ya ulaştığı hatırlanırsa, üç ayda toplam üç puanlık düşüş son derece sevindirici ve beklentilerin de ötesinde. Üretici fiyatlarında da enflasyon yıllık bazda yüzde 2.9’a geriledi. Bu düşüş önümüzdeki dönem açısından umut verici olsa da, çekirdek enflasyon göstergelerinde katılık devam ediyor. Merkez Bankası’nın yakından takip ettiği ve enflasyondaki dalgalanmaların da ayıklandığı iki çekirdek enflasyon göstergesi de yıllık yüzde 9’un üzerinde.
Son üç ayda görülen hızlı düşüşün arkasındaki faktörlere baktığımızda gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların etkisini görülüyor. Gıda fiyatları ortalama olarak hem mart ayında hem de nisan ayında yüzde 1.5 oranında düşünce, Ocak ayı itibarıyla gıda fiyatlarında yüzde 12 civarında olan yıllık enflasyon nisan sonunda yüzde 1.4’e indi. Bu oran daha önce görülmemiş seviyede düşük bir oran. Böylece gıda ve alkolsüz içecekler grubunun enflasyona katkısı ocak ayındaki 2.8 puandan 0.3 puana gerilemiş. Dolayısıyla, son üç ayda enflasyonda görülen 3 puanlık düşüşün 2.5 puanının gıda fiyatlarında görülen düşüşlerden kaynaklanmış. Aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı olarak ana harcama gruplarının yıllık enflasyona katkısı karşılaştırmalı olarak özetleniyor:
Gıda fiyatlarındaki düşüşler mevsimsel olarak değiştiği için, yaz aylarından sonra yeniden yükselirse enflasyonu yeniden yukarıya çekebilir. Bu nedenle kemikleşmiş fiyat artışlarının bulunduğu diğer sektörlerde fiyatlama eğilimlerinin enflasyondaki düşüşe destek olması şart. Tabloda da görüldüğü üzere, kemikleşmiş fiyat davranışlarının yer aldığı ikinci ve üçüncü grubun enflasyondaki toplam payı yüzde 60 ama toplam katkısı 5.2 puan. Yani hedefin üzerinde. Bu iki grubun enflasyona katkısı son dönemde 5-6 puan civarında dalgalanıyor. Gıda ve konut grubundan katkı yüksek olduğunda enflasyon yüzde 10’a yaklaşıyor, düşük olduğunda ise yüzde 6 civarına geriliyor.
Gıda ve konut dışındaki bu sektörlerde fiyatlama davranışlarını etkilemesi açısından son dönemde TL’nin yeniden değer kazanması ve ekonomik aktivitedeki göreceli zayıf talep önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşü destekleyecek faktörler. Ancak gerek kamu sektöründe, gerekse özel sektörde görülen maaş ve ücret artışlarının enflasyonu nasıl etkileyeceği henüz belli değil. Çekirdek enflasyon göstergelerinin katı bir şekilde yüzde 9.5 civarında kalması bu açıdan bir risk oluşturuyor. Çekirdek enflasyon göstergelerinin aşağıya çekilmesi için, mevsimsel olarak dalgalanan fiyatların etkisi değil, uzun dönem fiyatlama davranışlarının etkisi daha önemli. Bu da ancak sıkı para politikası ile desteklenebilir.