New York Times Gazetesi Pazartesi günü yani seçimden bir gün önceki 7 Kasım tarihinde, manşetteki bir makaleyle bir değerlendirme yapmıştı. Uzun bir makaleyi özetleyerek aktarıyorum. Gazete ne demişti?
"Tüm dünya bizim seçimin bitmesini bekliyor. Sağ görüşlü Hintliler Trump’ın seçimi kazanmasını ve de aşırı görüşlü Müslümanları frenlemesini Trump’tan bekliyor. Meksika ekonomistleri Trump’ın seçimi kaybetmesini ve de Meksika Peso’sunun değer kaybının bitmesini bekliyor. Japonya ise ABD’nin Japonya’ya verdiği askeri koruma garantisini yerine getiremeyebilir olabileceği endişesiyle yaşıyor. Ama seçimi kim kazanırsa kazansın yalancılık ithamları, skandalların siyasete bulaştırıldığı ortamlar, seçimde oy hilesi iddiaları Amerika’nın imajını kendi vatandaşlarının gözünde bile kötü görülüyor.
ABD sekiz yıl önce siyahi bir insanı başkan seçerek önyargılılık ithamlarından kurtulmuştu ama bu seferki seçim kampanyası ise bir önyargı rezaleti idi. Bu seçimde üçüncü dünya ülkelerindeki gibi davranarak demokrasi imajımızı ve ideallerimizi sıfırladık diyorlar. Yurtdışına giden ABD vatandaşları artık ABD vatandaşı olduklarını ancak utanarak söyleyebiliyorlar. Diplomatlarımız ise yurtdışında en çok seçimlerimizde hile yapıldığı iddiasına karşı ülkemizi savunmak zorunda kalıyorlar. Yabancılar artık, ABD’nin diğer ülkelerden daha farklı olduğu tezini kabullenmiyorlar.
ABD’nin yurtdışındaki itibarı o kadar azalmış bulunuyor ki, güvenilir Kanada vatandaşları ABD’yi savunmak için 'French Fries' denen patates kızartmasını aslında ABD’nin icat ettiği teziyle, 'marifetmiş gibi', ABD’yi savunmaya çalışıyorlar. Rusya’nın ABD’den çalınmış internet mektuplarını okuyanlar , Trump’ın North Carolina’daki kampanya ofisinin bombalanması olayını ABD’nin 'farklı fikirleri olanları öldürmek' sevdasının şüphe götürmeyen bir örneği olduğunu söyleyebiliyorlar.
Avrupa’da yapılan Pew Research Center anketlerinde anketlere cevap verenlerin yüzde 85 kadarı ABD adaylarının ikisine de güvenmediklerini söylüyorlar. Gana’da iş ziyareti yapan bir ABD’li danışmana, yabancı insanlar Demokrat partide Clinton ile Sanders arasındaki (ikisi de Demokrat Partisi üyesi) kampanya döneminde gerçekleşen itiş kakışın adil olmadığını söylüyorlar. Hindistan’da ABD için "Dünyanın en büyük ekonomisi ve de en eski demokrasisi bu mu?" deniyor.
2004 yılında konuşulan ABD vatandaşlarının yüzde 4 kadarı oyların dürüst sayılmadığı inancında bulunurken, bu yıl seçimde oy hilesine inanan vatandaş sayısı yüzde 15 oranını aşmış. New York Times ile CBS News ortak anket araştırması bunu gösteriyor.
ABD’nin 'büyük bir ülke' olduğu inancı eskiden bir gerçek olarak konuşulurken bugün bu tür nedenlerle tartışılır oldu. ABD denen ülkenin üstün özellikleri konusundaki global inançlar, bu seçimde ziyan edildi, ülke global taraftar kaybetti.
Bugün S. Anholt adlı bir tarafsız siyaset danışmanı tarafından 20 ülkede yapılan 25 bin kişilik ankette, ABD’nin 'siyahi' Obama’nın başkan seçilmesi sonucu 'birinci ülke' düzeyine çıktığı ama Irak savaşı sonrası ise 'yedinci ülke' klasmanına gerilediği sonucuna varılıyor."
Bakalım seçimin galibi Trump dönemi sonrası, ABD klasmanda nerede olacak?