Gillian Tett 50 yaşında Londra’lı bir İngiliz kadını. Cambridge’de Sosyal Antropoloji Doktorası yapmış. 1993 yılında Financial Times gazetesinin Sovyetler Birliği ve Avrupa muhabirliği yapmaya başlamış, sonra Tokyo büro şefi olmuş, sonra ABD’de Columbia Üniversitesi'nde gazetecilik eğitiminde danışmanlık yaparken, FT gazetesinde Lex adlı bir sütunla da iyice şöhrete ulaşmış. Şimdi ise Financial Times ABD’de “USA Managing Editor “ olarak, ve finans uzmanı olarak çalışıyor.
Financial Times’da 21 Nisan tarihindeki köşe yazısı oldukça entresan.Yazısında ne diyor?
Söze “Trump’ın ilk üç ayı bitti, bir değerlendirme gerekli, ama siyasi değil ekonomik bir değerlendirme” diyerek başlamış. Der ki, ekonomide “soft” ve “hard” diye klasifiye edilen sinyaller vardır. "Soft” yumuşak,“hard” da katı demek. Soft sinyaller daha çok hislere dayalıdır, hard sinyaller ise objektif ölçülebilir gerçeklere bağlı olur.
Trump seçimi kazandığından beri ABD’de hissiyat yavaş yavaş Trump lehine döndü. Şirketlerin çoğu güvenmeye başladı, “National Federation of Independent Business” adlı ölçüt genel durum hakkında ocakta 2004'ten bu yana en yüksek değerlendirmesine ulaştı. Business Roundtable CEO adlı araştırma 2009 yılından bu yana en yüksek zıplamasını gerçekleştirdi. İşsizlik yüzde 4.5 düzeyine inerken tüketiciler daha fazla kredi alarak kredi kartı borcunu 2008 yılından bu yana ilk defa bir trilyon dolara çıkardı. Yani “soft data “ Trump dönemini ilk 100 günde oldukça başarılı buluyor!
Ancak bir de “hard data” denen gerçek ekonomik verilere bakmak gerekli. Bunlara bakıldığında Trump dönemi ilk üç ayda başarıyla göze çarpmıyor. Geçen ay, imalat sanayii aktivitesi son yedi ayda ilk defa düştü, konut inşaatı da geriledi. Mart ayında perakende harcamaları iki aydır peş peşe azalmış oldu ve mart ayında da yüzde 0.2 düştü. Şirket yatırımları ise hiç kıpırdanmadı.
Atlanta Merkez Bankası şubesinin yayımladığı “Erken GDP Endikatörü, ekonominin ilk üç ayda sadece 0.5 büyüdüğünü açıkladı. Trump’ın vaat ettiği yüzde 4 büyümeye nasıl ulaşılacak, şu anda kimse pek bilemiyor. Tabii iyimser bir bakışla şu da söylenebilir. “Hard data” geriye bakar, çünkü gerçekleşmiş olan şeyleri gündeme getirir. Zaman geçmesi gerek yani. Diğer taraftan “soft data” ise geleceğe dönük beklentilere dayanır. Ama “hard data” istatistikleri de arada sırada revizede edilir.
Ama unutulmaması gereken bir nokta da var. Esasında “hard data” verileri daha sağlamdır. “Soft data” iyimserliği ise daha çok Trump’ın söylemlerine dayanır. Ama sağlık reformu reddedilmişti, bu ret vergi reformlarını da ileriye atıyor. Beyaz Saray’ın vaat ettiği altyapı yatırım planları da ne zaman gündeme gelir, ne kadar zamanda biter, bunlar da pek bilinmiyor. Bu durum önümüzdeki dönemde beklentilerin bozulması riskini gündeme getirebilir. Yaşayacak ve göreceğiz !