Danimarkalı Danska Bankası’nın genel müdürü, Danimarka’nın en büyük bankasının, komşu ülke Estonyada’ki çok küçük bir şubeden, ne olduğu tam bilinmeyen kümülatif 200 milyar euro alınmış olmasının, bugüne kadar gündeme gelen en büyük skandal olduğu gerekçesiyle görevinden istifa ettiğini açıkladı. Thomas Borgen adlı genel müdür istifa ederken, banka da skandal olayıyla ilgili iç incelemeyi yapmaktaydı.
200 milyar euroyu güya yatıranlar arasında, vergiden kaçanlar, uyduruk şirketler ve birkaç tane de kriminal vardı. Danske adlı Danimarka bankası Estonya’daki şubedeki 200 milyar euro dümeninin 2007’de başlayarak küçük Baltık ülkesi Estonya’da gündeme geldiğini ve 8 yılda da iyice gerçekleştiğini tespit etti.
Para 6200 adet riskli işlemle Rusya, İngiltere ve Virgin Adaları’ndan gelmişti. Ne kadarının da gerçek transfer olduğunu bilmek de pek mümkün değildi.
Bay Borgen ise 2009-2012 arasında uluslararası bankacılıkla uğraşmış ve sonra da 2013’ten bu yana banka başkanlığına atanmıştı. Borgen ikazları da dinlememişti. Borgen Danske Bankası Estonya’da para dümeni yapıldığı ikazlarını pek ciddiye almamıştı.
Danske Bankası, bugün Estonya işlemlerinden gelen kümülatif 200 milyar euroyu kârlarından çıkaracağını ve de 1918’den bu yana olan kârını, 18 -20 milyar Dkr denen Danimarka parasından, 16-17 milyar Dkr düzeyine indireceğini belirtti.
Olay duyulduktan sonra Danske ‘nin hisse senetlerinin değeri yüzde 3.4 değer kaybetti. Danske Bankası’nın, problemlerini yavaş yavaş incelediğini toplum biliyor.
Financial Times Gazetesi, geçen hafta Müdür Bay Borgen’in 2013 yılından bu yana telefonlara pek cevap vermediği ve bankanın da Estonya’daki ülke dışı portföyünü oldukça azalttığı biliniyor. Banka sermayesinin bu fonlardan, yüzde 402 gelir sahibi olduğunu ve de Estonya’nın ise sadece yüzde 60 getiri alabildiği de biliniyor.
Danske Bank, Rusya Merkez Bankası tarafından 2007 yılında ikaz edilmişti ve de Danske’nin, Estonya’da nereli olduğu bilinmeyen müşterilerinin de riskli işlemlerini anlatmaya çalışmıştı. Bir kişi Danske müşterilerini ikaz etmişti ama Danimarka yöneticileri ve de Estonya kamu yöneticileri ise, alarmı ancak 2014 yılında vermişlerdi. Danske de durumu iyice incelemeye ise, ancak geçen yıl başlamıştı.