Bu yazıyı okumaya mı karar verdiniz?..
Dikkatinizi dağıtacak gürültülü bir ortamdaysanız derhal oradan uzaklaşın. Sessiz sakin bir köşe bulun. Ve iyice konsantre olun!..
***
Hazır mısınız?
Buyurun öyleyse…
“Bir taş gibi blok haline gelmiş, 45-46 alan partinin başkanını.., ya da onun göstereceği bir adayı 1’inci ya da 2’nci turda yenmek imkansıza yakın…
Yahu aday arayışına girip de yüzde 50+1’i almak yerine acaba daha iyi bir ‘propaganda’ yaparak.., ve demokratik hakkı kullanarak, seçime katılma oranını 50’nin altına düşürebilir miyiz?..
Oturalım bunu konuşalım…
Yani ben bir adayda bütün o hayırları toplayamayabilirim. Sıfır ihtimal demiyorum ama sıfıra yakın.., toplayamam…
Demek ki 20 milyon+1 oy alan kazanacak.
Hah, şimdi ben seçime katılanların sayısını 20 milyonun altına düşürürsem o zaman ‘Başkan’ seçilmesi için gerekli olan o yüzde 50 bile olmamış oluyor?!..”
(Can Ataklı televizyon konuşması)
***
N’oldu? Devreleriniz yandı değil mi?..
Size söyledim, “okurken iyice konsantre olun” diye… (İsterseniz bir daha okuyun)
Can, CHP için çözüm üretmiş, taktiği vermiş.
Öncelikle, “Bir taş gibi blok haline gelmiş, 45-46 alan partinin başkanını yenmek imkansıza yakın” diyerek CHP’nin sandıkta hiçbir şansı olmadığını kabul etmiş. (45-46 ne yahu? Tek başına yüzde 52 almış zaten…)
O zaman geriye tek bir şey kalıyor. Can’ın ağzından tekrarlayalım;
“Seçime katılanların sayısı 20 milyonun altına düşürülürse, o zaman ‘Başkan’ seçilmesi için gerekli olan o yüzde 50 bile olmamış oluyor”
Aslında nasıl oluyor da oluyor, biraz da zor anlaşılıyor…
Bence şöyle oluyor;
CHP seçime katılmayacak. Ama CHP’nin tek başına seçime katılmaması yetmiyor. O zaman ‘Seçime girmeme ittifakı’ yapacak. Diyecek ki; “Hadi hep beraber girmeyelim!”
Sonra?..
Kendi ifadesiyle; ‘Başkan’ seçilmesi için gerekli olan o yüzde 50 bile olmamış oluyor?!’
Nasıl oluyor?
AK Parti ve MHP’ye karşı seçim ittifakı yaparak (ki girişte onu söylüyor) yüzde 50+1’i gibi bir oranı yakalamak imkansız. Ama diğer tüm partileri ikna edip ‘seçime girmeme ittifakı’ yapmak mümkün!
Böylece kimse kazanamıyor?!
Neden?..
Çünkü ülkenin yüzde 50’si seçimde yok da ondan?!.. (Yani Avrupa’daki ortalama)
Seçime katılma oranı yüzde 50 olursa, AK Parti de bu oran üzerinden toplam oyların yarısını alsa (ki genelde böyle oluyor) 50’nin yarısı 25… AK Parti yüzde 25 ile kaybediyor?!..
Ha tabii Can, oy oranlarını toplam seçmen sayısı üzerinden mi, yoksa seçime katılan seçmen oyları üzerinden mi hesaplıyor?..
Onu bilemiyoruz…
Yani, seçime girmeme ittifakı kurup 20 milyonun yüzde 50+1’e tekabül eden yüzde 25’in eksilen oylarından yüzde 50’sinin yüzde 22,5’e ters orantısıyla başbakanı bir partiden cumhurbaşkanı ise başka partiden seçilmesi için gerekli 21 milyon falan filan…
Her neyse, taktik çok iyi ama…
“Seçime katılmazsak kaybetmeyiz!..”
Şeytanın bile aklına gelmez..,
Kutluyorum sizi?!..