Giresunspor maçından sonra üstelik hakemin Fenerbahçe aleyhine rahatsız edici bir hatası yokken Aykut Kocaman’ın, “Bu hakemler bizi şampiyon yapmayacak” şeklindeki çıkışı herkes gibi beni de şaşırttı.
Ve ‘Neden?’ sorusunu sorma ihtiyacını kendimde hissettim.
1- İlk sebep Başkan Aziz Yıldırım’a karşı duyduğu mahcubiyet. Çünkü Aziz Bey sezon başı, “Daha önce başarısızlıklarda hep ben suçlandım. Şimdi hiçbir şeye karışmıyorum, transferi de siz yapın, takımı da siz kurun” diyerek kenara çekildi. Aykut Kocaman’la birlikte Ali Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve Önder Fırat transferlere birlikte karar verdi. Alınan bütün oyuncular istisnasız Aykut Kocaman’ın istediği isimlerdi. Şimdi Kocaman, Başkan’a üstü örtülü şekilde şu mesajı veriyor: Aslında benim tercihlerim yanlış değil. Ben iyi takım kurdum ama bu hakemler yüzünden başarılı olma şansım yok.
2- Kocaman aynı zamanda büyük oranda şampiyonun belirleneceği 8 haftalık periyotta hakemleri etki altına almaya çalışıyor. Çünkü Trabzon maçında puan kaybedince, ‘Kayıp limiti’ doldu. Trabzon deplasmanında, ‘Kırmızı kart verilmedi, Fener mağdur oldu’ rüzgârı esmeye başlayınca Kocaman da Giresun maçından sonra bu açıklamayı yaptı. Çünkü muhtemelen iç sahadaki Gençlerbirliği maçında bir hakem mağduriyeti yaşamayacaktı ve hemen akabinde Başakşehir deplasmanı vardı. Yani bu açıklamayı yapmak için ‘Daha uygun bir zaman’ bulamayacaktı.
3- Ben Fenerbahçe’de futbol oynadım. Hakem hataları bugüne kadar hep oldu, bundan sonra da olacak. Lehine olacak, aleyhine olacak… Bana göre Kocaman’ı korkutan ‘Hakem hataları’ değil, hakem hatalarıyla baş edebilecek takım oluşturamamasıdır.
4- Kocaman’ın kavgacı görüntüsü sadece takımı değil yönetimi de sıkıntıya sokuyor. Seçim arifesinde bu atmosfer Başkan’a da büyük zarar veriyor.
5- Sezonun başında kaybedilen puanlara rağmen her maçtan sonra Aykut Hoca’nın, “Biz şampiyon olacağız” mesajları verirken, şimdi tam tersini söylemesinin nedeni de bana göre şu; Başarısız olursa bir daha Fener’i çalıştırma şansı yakalayamaz.
6- Benden Aykut Hoca’ya tavsiye… Bu saldırgan tutumu tekrarlayarak sadece kamuoyu değil, Fenerbahçeliler’in gözünde de antipatik olmaya başladın. Önce elindeki Valbuena ve Ozan gibi değerlerle kavga etmek yerine onları kazanmaya bakmalısın. ‘Herkes yanlış da bir ben mi doğruyu yapıyorum?’ diye sorsan daha iyi edersin.
7- Son sözüm şu: “İyi kaptan fırtınalı denizlerde belli olur” derler. Sen fırtınalı sularda ya ‘İstifa’ edip kaçmaya çalışıyorsun ya da başkalarını suçlayarak ‘Pir-ü pak’ moduna giriyorsun.