‘Dostlarımızı çoğaltıp, düşmanlarımızı azaltacağız’ sloganıyla başladı göreve Başbakan Binali Yıldırım. Önümüzdeki dönem dış politikasının en önemli sinyaliydi bu.
Ve ilk adım atıldı…
İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi açısından çok önemli bir gelişme yaşandı ve Mavi Marmara saldırısının ardından 6 yıl sonra iki ülke arasında mutabakata varıldı. Daha önce özür dilenmiş, tazminat ödenmesi kabul edilmişti. Bugünkü mutabakatın en önemli maddesi ise Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması oldu. Başbakan zaten bütün ayrıntıları açıkladı.
İsrail’le yaşanan normalleşmenin Rusya ve Mısır için de gündeme gelmesi an meselesi. Bu konuda çok ciddi adımlar atılıyor ve önümüzdeki günlerde bu girişimlerin sonuçları kamuoyu ile paylaşılacak.
Ancak bakıyorum da, atılan bu normalleşme adımlarından rahatsız olan bazı çevreler var.
Bunların başında da Doğan Grubu ve ‘amiral kayığı’ Hürriyet gazetesi geliyor.
Şimdi bu nereden çıktı demeyin!
Başbakan Yıldırım, göreve geldiği günden beri özellikle komşularımızla ilişkilerimizin normalleşmesi konusunda mesajlar veriyor. Bunların başında da Rusya ve Mısır’ı özellikle bir yere koyuyor. Bu noktada Rusya ve Mısır ilişkilerinde atılan adımlar da ortada. Rusya ile devlet zirvesi düzeyinde karşılıklı jestler yapılırken, Mısır’la ticari ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çok ciddi mesajlar veriliyor.
İşte tam bu sırada Hürriyet gazetesinin geçtiğimiz hafta birinci sayfasına hatta manşet ve ikinci manşetine taşıdığı 3 haber dikkatimi çekti. İkisi Rusya ile ilgili. Rus pilotu öldürdüğü iddia edilen Alparslan Çelik davası birdenbire Hürriyet gazetesinin dikkatini cezbetti. Önce ‘Yeni soruşturma’, ardından da ‘Soruşturma yakın takipte’ manşeti. Manşeti okuyorsunuz içinde haber değeri olacak tek bir kırıntı yok.
Bu yetmiyormuş gibi Hürriyet gazetesinde, Türkiye’nin ilişkileri normalleştirmeye çalıştığı Mısır’la ilgili dün bir başka haber daha. Başlık; ‘Kahire ile PKK 6 aydır temasta’.
Bunlar tesadüf olabilir mi? Buna tesadüf diyenler insanların aklıyla alay eder. Böyle bir rapor, neden daha önce değil de bugün Hürriyet gazetesine servis edilir?
Bunlar kocaman bir soru işareti!
İyi niyetli, koca yürekli, özenle oluşturdukları kutuplaşmadan bugün şikayet eden Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan ve avanesi ne diyecek buna acaba?
O gemi batar Ahmet Abi!
Üstadımız, meslek büyüğümüz Star gazetesi yazarı (Ertuğrul Özkök’e duyurulur. Yeni Şafak değil Star gazetesi yazarı) Ahmet Taşgetiren abimiz geçtiğimiz gün bir yazı yazdı. Eğitim sisteminden yola çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi, bir gemi oluşturdu, içine de bazı isimleri koydu. Ahmet abinin iyi niyetinden ve samimiyetinden hiç kuşku duymam ancak 1 gün sonra o gemideki isimler arasında yer alan Ertuğrul Özkök bir yazı yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan o geminin kaptanlığını yaparsa Aydın Doğan da o gemide olurmuş falan filan…
Cumhurbaşkanı ile Aydın Doğan’ı aynı kefeye koyma densizliğini bir kenara bırakarak, Ahmet abiye seslenmek istiyorum.
Abi, öyle isimler sıralamışsın ki o geminin içinde, tabiki çoğunluğunu kastetmiyorum, o isimler o gemiyi batırır. Bugüne kadar özelikle Aydın Doğan ve Özkök gibi adamların bu ülkeye nelere malolduğunu unutmayalım lütfen!