Bu maçtan çıkacak her türlü sonucun
Yapacağı etki,
Açacağı iştah,
İzlettireceği yol,
Bir çok kesimi bire bir ilgilendirdiğinden
Çalacak düdüğün;
Çıkacak kartın,
Vehameti ve akitebi
Bir hafta sonraki Fenerbahçe maçıyla işkillendirileceğinden
Üç gün evvel pabucunu şeytana ters giydiren Beşiktaş
Bu sefer kendi coğrafya insanlarının
Garip ötesi sorularına maruz kalarak çıktı sahaya
Beklenenin aksine Başakşehir ön tarafta pres yaparak başladı maça.
Beşiktaş da ne hikmetse geride kabullendi oyunu.
Öyle bir 15 dakika ki hafazanallah
Ve bu mantık sayesinde yüzde yüz 2 pozisyon verdik Başakşehir’e.
Arka arkaya yapılan
Özellikle defans hattındaki bireysel hatalar hepimizin dikkatini çekti.
Bu hataları bir tek biz görmüyorduk her halde ki;
Yine hızlı bir Başakşehir atağında
Yine ters ayakta yakalanan Beşiktaş defansına
Bir üçüncü hata pahalıya patladı.
15 dakikadır geliyorum diyen gol
Göstere göstere geldi maalesef: 0-1.
Son zamanlardaki en büyük handikapımız da
Gol yedikten sonra aklımızın başımıza gelmesi.
Aksayan hatların düzene girmesi,
Oyunu Başakşehir sahasına yıktı.
Yıktı ama bu sefer de ilk yarı bitti.
İlk yarıda hiçbir varlık gösteremeyen Gökhan İnler’i
İkinci yarı başlarken oyundan almakta haklıydı Şenol Güneş
Tolgay girdi, Quaresma ortaladı, Marcello ön direkte vurdu: 1-1.
Böyle anlattığım gibi kolay gelmişti gol.
İkinci yarının hemen başında gelen bu erken gol maça apayrı bir hava getirdi.
Taraftar itmeye, Beşiktaş iştahlanmaya başladı.
Beşiktaş biraz daha zorlayıp, iştah açıcılarını tam aktif hale getirmeliydi.
Zira Başakşehir de öne çıkmaya başlamıştı bu dakikalarda.
Ve şunun altını çizmeliyim ki;
İki takım için de söylüyorum.
En çok top kaybı olan maçlardan birini seyrediyorduk.
Zaman daraldıkça oyun kurma zorlaşıyor.
Bireysel yeteneklerin ön plana çıkması gerekiyordu.
Ama bunların hiç biri olmadı.
Bu arada Başakşehir’in ani kontrasında
Fabri’nin yüzde yüzü kurtardığını da notlar arasına eklemeliyiz.
Zaten maç da karşılıklı top kayıpları, ‘karşılıklı aynı düşünce' ve karşılıklı gollerle 1-1. Berabere.