Camia, bütün hafta
Atiba’nın sakatlığı ile cebelleşip
“Oynamazsa ne olur?” sorusuyla boğuşurken
Şenol Güneş herkesin imdadına yetişti.
Esame listesine baktığımızda Atiba ilk 11’deydi.
Belki riskti oynatması ama
“Bu maça değer” diye düşündü demek ki Şenol Hoca.
Rast gelsin.
Hızın heyecanın coşkunun harmanladığı bir maçın merhabalarındaydık
Taraftar bu sezonki en iyi maç girişi yapmıştı.
İnanılmaz pozitif enerji takıma sirayet etmiş
Beşiktaş takımı bütün bu güzellikleri
Daha 9. dakikada golle taçlandırmıştı.
Bitmek usanmak bilmeyen atakların sonuncusunda
Gol, Babel’in kafasından gelmişti: 1-0.
Bu bağlamda şunu söyleyebilirim ki
Beşiktaş, nicedir böyle bir başlangıç yapmamıştı.
Ve bu hızı maçın yarısına yaysa
Uzak ara bir takım olur. Bilginize.
25. dakikaya geldiğimizde ilk dakikalardaki gibi olmasa da tempo hiç düşmemişti.
Konya da maça ortak olmak isteyince
Seyir zevki yüksek bir maça tanık oluyorduk.
Konya gelmeye çalıştıkça arkada boşluklar bıraktı haliyle.
Onlardan birinde
Işık hızıyla çıkış yaptı Quaresma.
“Işık hızı” dedik ya
Oğuzhan da nazire yaptı Quaresma’ya.
Ceza sahasına ışınlandı adeta.
Ee artık bu kadar teknolojiden (!) sonra gol atmak çocuk oyuncağıydı Oğuzhan için: 2-0.
Sonra anlamlandıramadığımız bir durağa geldik.
Adı üstünde durak.
Durduk yani.
Bu arada ‘Durduk’ diyorum ama
Quaresma ile iki %100’ü de notlarımızın arasına düşelim.
İkinci yarıyla beraber duraktan ayrıldık.
Ufaktan yol alıyorduk ki Cenk Tosun’dan
Bobo’nun Fener’e sırtı dönükken attığı golün aynısını seyrettik.
Müthişti.
Ceza sahası içinde iki kişi kapatmasına rağmen
Ezbere ve nefis vurdu.
Seyretmeniz lazım.
Sonra 4 oldu.
Quaresma sanki
Ziraat Bankası’nda emekli maaşı dağıtır gibi top dağıtıyordu.
Arka direğe kaldırdığında
Sırada yine Cenk vardı.
60. dakikada oyunu domine etmiştik.
Aklıma Ali Çamdalı’nın geçen sene
Konya ile 2-2 kaldıktan sonra sarf ettiği sözler geldi.
Ne demişti Ali Çamdalı?
“Beşiktaş bizi ne zaman yendi ki?”
Ali kardeşim! Beşinci golü yazmıyorum, haberin olsun.