Bazen tek kaldığımda aklıma gelip de hayıflandığım konular vardır.
İç geçirip de sorguladıklarım.
‘Benim sivil olarak düşündüğümü,
Yetkililer düşünemez mi?
Bizim bildiğimizi,
İdareci sıfatındakiler bilmez mi?’ diye kafa yorduklarım.
Geçen gün aklıma takıldı mesela.
Şu bilet fiyatları.
Malumunuz olduğu üzere,
Beşiktaş son 2 senedir neredeyse haftada 3 maç yapıyor.
Kombineli taraftar hariç, biletle maça gelenlerin,
Ekonomik olarak ciddi sorun yaşadığını
Ve zorlandıklarını düşünüyorum.
Hiç uzaklara gitmeden size bilanço.
Son 20 gün içinde,
2 adet Fener maçı,
1 Gençlerbirliği,
Ve bugün de Bayern Münih.
Bu maçlarda en düşük bilet fiyatı 150 TL’den başlıyor.
Hadi yapın hesabınızı.
Yedisi, içtisi,
Gittisi, geldisi,
Üzerine ancak bir bardak suç içersin,
O da paran kaldıysa.
Hep maddi olarak rahatlamış insanları tribüne çağıran bu sistem adaletli değildir.
Ne yani, parası müsait olmayan taraftarlar Beşiktaş’ının maçın gelmesin mi?
150 lira neresidir.
170, 180 lira kimdir.
İnsanların cebine göz dikmekten ne zaman vazgeçilecektir.
Bunu ajitasyon olarak algılamayın,
Bu bir ihtiyaçtır.
Bu kadar büyük paraları her babayiğit veremez.
Hele bir de vatandaş ailesinden biriyle maça gelmeye kalktı mı?
Gitti aylık maaş.
İşin hakkaniyetli tarafı,
Tabanını görebilmektir.
Üstüne,
Numaralı tribünün bir bölümüne zamk sürüyorlar herhalde.
Kimse oturmuyor oraya.
Koltuklar ekseriyetle boş.
Adeta girilmez bölge.
Madem o bölüme yüksek fiyatlardan dolayı rağbet yok.
İndir bilet fiyatlarını,
Sürümden kazan.
Bu lüks sevdası hiç hoş değil ya hayırlısı.
Hakeza,
Bugünkü maç bileti fiyatları taban
170-180 lira olarak belirlenmiş.
Zaten kombine sahibi ciddi bir topluluk var.
Yap 50 lira,
Bu maça da maddi durumu zayıf vatandaş gelsin.
Hınca hınç dolsun tribünler.
Fena mı olur?
Ha! ‘Ben öyle de dolduruyorum, böyle de’ deniyorsa eğer,
Manevi değerlerden iyice uzaklaşılıyor demektir.
Denecek tek kelime de yoktur maalesef.
Sonra istediğin yere gidersin!
Vagner Love, Portekiz basınına demiş ki;
“Portekiz Ligi iyi bir lig,
Sporting’te oynamak isterim.”
Hoppalaaaa!
‘Hele bir nefeslen, daha yeni geldin, ne acelen var’ deyip işi, “Ti”ye almak var ya,
Ama ne yapayım, adamdaki beyin yapısı gücüme gitti.
Sayın futbolcu kardeşim,
Sen ya nereye geldiğini bilmiyorsun,
Ya da aldığın 4 liranın kokusu seni sarhoş etmiş.
Ha! Sana nasıl 4 lira verdiler, onu da anlamış değilim ya!
Lakin o ayrı bir tartışma konusu.
Senin ‘Sporting’te oynamak isterim’ dediğin dakikalarda
Oynadığın ligde son 10 haftaya girilmiş bulunulmakta.
Ve senin de dahil olduğun,
Beşiktaş futbol takımı
Şer cephesinde onlarcasıyla uğraşırken, şampiyonluk mücadelesi vermekte.
Ha! ‘İşin maneviyatı beni ilgilendirmez’ diyorsan saygı duyarım.
Lakin senin de şu anda oynadığın kulübe saygı duyman gerekiyor.
Hem oyundan her çıkışında,
Dudaklarını agresif ve menfi şekilde oynatman,
Takım arkadaşlarına saygısızlık olduğu gibi,
Sallana sallana yürümen de hepimizin canını sıkıyor.
İlk maçındaki çıkışını hırsına verdik de,
İkincisi kabak tadı verdi.
Bilesin.
Bak!
Son maçta Negredo çok mu iyi oynadı?
Hayır.
Ama elinden geleni yaptı değil mi?
Lens?
Patlama yapması beklenildiği halde,
Bir türlü istenileni verememesine rağmen didindi durdu.
Şenol Hoca ikisini de oyundan aldığında,
Bütün stat tarafından alkışlandılar.
Çıkarken de ağızlarını burunlarını oynattıklarını görmedim.
Bunlardan ders çıkarmanı tavsiye ederim.
Hem sonra,
Ne o öyle sanki bilinmezden gelmişsin de
Kendini eşe dosta ispatlamaya çalışır gibi,
Bütün pozisyonlarda bencil davranman?
Bil ki takım şampiyonluğa gidiyor,
Ve biz adeta santrforsuz (!) oynuyoruz.
Elini vicdanına koy,
Aklını da futbola ve takımına ver.
Sonra nereye istersen gidersin.