Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti, görüşmeler ve dile getirilenler ve Senato'da alınan ilk sonuçları itibarıyla başarılıydı.
Ziyareti her iki ülke için de ‘tarihi’ kılacak adımlar ise bekleniyor.
Zira masadaki dosyalar, Türkiye’ye karşı yapılmış haksızlıklardan oluşuyor.
ABD’nin;
Terör örgütü YPG’ye desteği;
Elebaşı Abdi’yi muhatap alması.
Terör örgütü FETÖ’yü ülkesinde barındırması, koruması;
Halkbank’a ve onun üzerinden Türkiye siyasetine müdahale amaçlı soruşturma ve davalar açması;
Türkiye’ye hava savunma sistemi (Patriot) satmaması;
Başkan’ın ‘gayrinizami’ mektubu;
Türkiye’ye yaptırım tehditleri ve bu yöndeki yasa teklifleri;
Ermeni karar tasarısının kabulü...
***
Erdoğan;
Mektubu iade etti.
Kürt-PKK ayrımını vurguladı.
YPG-PKK aynılığını, terörünü anlattı.
Elebaşının teröristliğini CIA raporuyla önlerine koydu; ‘muhatap alınamayacağını’ ifade etti.
FETÖ elebaşını istedi.
Yaptırım, Ermeni tasarıları gibi konuların haksız ve ilişkileri bozmaya yönelik olduğunun altını çizdi.
S400 alımına, ABD’nin Patriot satmamasının neden olduğunu hatırlattı.
Bunları ABD Başkanı Trump ve senatörlerin yüzüne söyledi.
Trump;
‘Kürtler’de farklı yapıların olduğunu kabul etti.
YPG elebaşına ilişkin kaçamak konuşmak zorunda kaldı.
Mektubu geri aldı.
Türkiye’yi Patriot konusunda haklı bulduğunu yineledi.
S400 konusunda ‘çözüm arama’ sözü verdi.
Erdoğan’dan söz ederken, ‘müteşekkiriz, hayranıyım’ ifadelerini tekrarladı.
Kongre’de etkili 5 Cumhuriyetçi senatörü de heyet toplantısına alarak hem kendine hem Erdoğan’a alan açtı.
***
Ve;
Görüşmeden hemen sonra Senatör Lindsey Graham, Ermeni tasarısının Senato’da görüşülmesini engelledi.
Bu, “yaptırım tasarısı da Senato’dan geçirilmez” mesajı.
***
ABD, buna rağmen S400 konusunu başa çekme eğiliminde.
Trump, “Bu konuyu çözmeyi umuyoruz. Dışişleri bakanlarımız ve ulusal güvenlik danışmanlarımızdan S-400 konusunun çözümü için çalışmalara derhal başlamalarını istedik” dedi.
Ancak Beyaz Saray’ın toplantıya ilişkin yazılı açıklamasında, “diğer alanlarda ilerleme sağlamak için S-400 konusunun çözümünün hayati önemde olduğu” belirtildi.
S400’ün alınması ABD’nin ‘suçu’. Ancak bu aşamada Rusya ile sadece savunma veya ticari bir konu değil, artık siyasi bir anlamı var.
ABD Türkiye’ye bunları da düşünerek ‘kabul edilebilir’ bir öneri getirmeli.
Kendine yapılanı başkasına yapmamak
Yazar Aslı Erdoğan’ın İtalyan La Repubblica’ya verdiği mülakatı hatalı şekilde çeviren Belçika’daki Le Soir gazetesi, “Türklere okula başlar başlamaz Kürtlerden nefret edilmesi öğretiliyor” dediğini yazmıştı. AKŞAM da bu sözü eleştiren bir haber yapmıştı.
Le Soir’in ‘çarpıtması’ daha sonra ortaya çıkmış, mülakatı yapan muhabirin de bazı cümleleri ‘kendi yorumuyla’ yansıttığı anlaşılmıştı.
Bunları da ortaya çıkar çıkmaz yazımda duyurdum; AKŞAM okurları, neyin yanlış neyin doğru olduğunu öğrendi.
Erdoğan, dün Alman DW kanalına verdiği mülakatta, kendisine yapılanı başkalarına yapmasa, bugün konu etmeyecektim.
Erdoğan, DW’ye “Bana ait olmayan iki cümle insanların önüne atıldı, linç edildim. Bu içler acısı bir durumda olduğumuzu gösteriyor” dedi.
Sonra da, “Türkiye’deki iktidar ‘Türkiye’de 6 milyon terörist var’ dedi; ben teröristlikle suçlandım. Aynı jargonu kullanıp aynı düzeye tabii ki düşmem” ifadesini kullandı.
Ama düştü…
Türkiye’de böyle bir söz, Cumhurbaşkanı’nın, bakanların, parti yetkililerinin ağzından çıkmadı.
İnternetten aranınca, sadece Aslı Erdoğan’ın bu röportajı ve 2015-18 arasında ekşisözlük’te yazılmış 6 kişisel yorum çıkıyor.
Aslı Erdoğan’ın bu sözü, iktidarın “HDP’nin terör örgütü PKK güdümünde olduğu” yönündeki ifadelerinden yapılan ‘çıkarsama’lara dayanıyor.
La Repubblica ve Le Soir de Aslı Erdoğan’ın sözlerinden yaptığı ‘çıkarsamalarla’ o çarpıtma ifadeleri kullanmıştı. Doğru olan, -kendisinin de ifade ettiği gibi- ‘başkalarını kendisine ait olmayan bir cümle ile insanların önüne atmamak, linç ettirmemek; kimin ne dediğini, kendi ağzından veya yazısından öğrenmek’.
Ve içler acısı duruma düşmemek.