1
Hemen belirtelim ki, kötülüğün iğvası, iyiliğin yaygınlaşmasına göre daha çabuk ve sonuç alıcıdır.
Tıpkı yapmakla yıkmak arasındaki ilişki gibi.
İster maddi alemde, ister içtimai (sosyal) sahada yapmak, mesela bir binayı yapmak, mesela iyi ve faydalı bir adeti yaygın hale getirmenin yanında; söz konusu binayı da, yerleşmiş adeti de yıkmak çok daha kolaydır.
2
Buradan hareketle…
Referanduma dair gördüğüm bir kamuoyu araştırmasında;
Hayır oyu vereceğini söyleyenlere ‘niçin hayır?’ diye sorulduğunda birinci sıraya ‘seçilme yaşının 18’e indirilmesi’ni görünce şaşırmıştım.
Bunun üzerine yoğunlaşınca bir kez daha gördüm ki ‘kötülüğün iğvası’ çabuk yayılıyor ve çabuk kabul görüyor.
Bir-iki gerçek olmayan gerekçelerle yayılıyor bu iğva (kötülük).
Birincisi; bir kez milletvekili olup belli bir süre vekillik yapanların (mesela 2 yıl) ömür boyu milletvekilliği emekliliğine hak kazanacağı.
Oysa, gerçekte böyle bir şey mümkün değil. Hangi yaşta olursa olsun, ne kadar vekillik yaparsa yapsın milletvekillerinin emekliliği de herkese uygulanan şartlara bağlı. Yani belli bir yaşa gelmeden ve belirli bir müddet çalışmadan (bildiğim kadarıyla bugün bu sınırlar yaşta en altmış, sürede de en az yirmi beş yıl) emekli olmak mümkün değil.
Geçmişte (70-80’li yıllarda) uygulanan bir sistemin kolektif şuurda bıraktığı izi kullanıyor kötülük.
İkincisi, askerlikten yırtmak için gerçekleştiği söyleniyor ki; bu da tamamen kandırmacadan ibaret. Metinde; askerliğini yapmamış birisi milletvekili olur ise askerlikten muaf tutulur diye bir kayıt yok.
Bir başka söylencede ‘gençliğin cinnetten bir şube’ olduğunun söylenmesi ki;
Bu sözü değerlendirirken genellemeden kaçınılmasını hatırlatırken, buradaki ‘gençlik’ halinin salt yaşla ilgisi olmadığını, olamayacağını düşünmeliyiz.
Öyle yaşlı-başlı adamlar vardır ki, akıllarıyla ve davranışlarıyla tam bir cinnet halinde olabilirler.
Öyle 18-20-24 yaşında kişiler olabilir ki, tam bir kemal içinde yaşayabilirler.
3
Yine aynı araştırmada, ’18 yaş’ maddesi nedeniyle ‘hayır’ oyu kullanacağını söyleyenlerin birinci sırasında 18-25 yaş aralığında seçmenler bulunuyor.
Oysa, rasyonel planda düşünüldüğünde, yaşlılar karşı çıksa bile gençlerin buna evet demeleri gerekmez mi?
Tam örtüşür mü örtüşmez mi çok emin değilim ama bu durum bana 2. Abdülhamit’i hatırlattı.
Abdülhamit; modern dünyanın bilimiyle ve sanatıyla mücehhez olsunlar da ülkesine milletine hayırlı hizmetler sunsun diye Avrupa’ya, o günkü şartlarda, 1000’lerle ifade edilen gençler gönderiyor.
Biraz abartarakta olsa hatırlayalım ki, bu gençlerin tamamı yurda dönüşlerinde Abdülhamit karşıtlığı yapıyor.
Burada da mı tarih tekerrür ediyor dersiniz?