• $32,3808
  • 35,0026
  • 2326.12
  • 9074.37
25 Şubat 2014 Salı 03:00 | Son Güncelleme:

Herkesin hayatı roman olmak zorunda değil   

Herkesin hayatı roman olmak zorunda değil   

Altın Portakal Şiir Ödülü’nün bu yılki sahibi Şeref Bilsel oldu. Bilsel, şiirleriyle “Gündelik hayatın kuşatmasına bir itiraz” olduğu için ödüle layık görüldü. Biz de ‘Magmada Kış Mevsimi’, ‘Şairin Günah Defteri’, ‘Mecnun Dal’ gibi eserlere imza atan şairle hem ödül hem de şiir üzerine keyifli bir söyleşi yaptık… 

Altın Portakal 2014 Şiir Ödülü kazanan 'Dünyanın Külü' nasıl bir yazma süreci, nasıl bir macera yaşadı? 
Dünyanın Külü, 2007-2013 arasında yazılmış şiirleri barındırıyor. 'Dağdağa’ ve ‘Uykuda’ adını taşır bu bölümler. İlk bölümde, aynı yöne baktığını düşündüğüm, sesin ön plana çıktığı bir avuç şiir var. İkinci bölümde ise oğullardan (Poyraz ve Kuzey) hareketle içinde bulunduğumuz memleketin yakın tarihindeki acılara, yenilgilere, resmî dilin, Anadolu coğrafyasındaki farklı dillere tahakkümüne değinen, bir bakıma gördüklerimden, dinlediklerimden, okuduklarımdan bana sızmış hâtıralar yer alıyor. Sıcak külün içinde  (susturul)muş közler vardır. Tıpkı dışarıdan bakınca kolayca fark edilmeyen yalnızlıklar gibi memleketimize benzer; zaman’ı da taşıyan rüzgâra tutulunca köz ortaya çıkar ve konuşur gözlerimizle. Bu konuşma içinde acılar birbirine ulanır; ertelenmiş hayatlar, yapmadıklarımız, görmediklerimiz daha fazla konuşmaya başlar yaptıklarımızdan, gördüklerimizden… Sonra uyandırır kelimeleri bütün bunlar. Üstüne ‘şiir’ yazarız kanatlı bir kapının, bir kapağın. Ben de ‘gördüm’ deriz. Başkaları da görsün isteriz. 

- İnsan ne için yazar? Yazı sizde nasıl bir boşluğu dolduruyor? 
İnsan, insanın karşısında ya söyler ya da yazar. Söz konusu edebiyat olunca üçüncü bir yolu yoktur bunun. Herkesin hayatı roman olmak zorunda değil nasılsa! İnsan tuhaftır, baktığı şeye sığmaz; taşırır kendini baktığından ‘söz uçar, yazı kalır’ bir safsatadır; zannımca ‘ içinde söz olan’ yazı kalır. Her türlü zulmün karşısında direnenleri yazının geleneğine katarak yapacaktır bunu. 

Ne gelirse dilden gelir
Dilin hem birleştiren hem de parçalayan bir gücünün olduğunu unutmayacaktır. İnsanın başına ne gelirse dilden gelir; yoksulluk da, delilik de, güzellik de önce dilin içinde belirir. Şiir hatırlar ve hatırlatır insana. Belki de yapıp ettiği en önemli şeydir budur. 

- İstanbul ve Ankara dışında ödüllerin konulmasını nasıl karşılıyorsunuz? Ne de olsa sizin de bölgesel duyarlığınız var Karadenizli bir şair olarak... Karadeniz'de önemli bir ödül niye yok? 
Merkez- taşra mesafesi teknolojik devrimle beraber pek çok zeminde olduğu gibi edebiyat bağlamında da ortadan kalkmış gözüküyor. Bunun iyi tarafları var. Herkes bilgiye istediği yerden ulaşabiliyor. Hemen her ilde dergi çıkıyor, kitap yayımlanıyor. Doğal olarak bir nitelik düşüşünü de beraberinde getiriyor bu durum. Karadeniz’de bol miktarda müteahhit var ve onlar yaptıkları işlerin reklamlarında şiirden ziyadesiyle yararlanıyorlar! Engebelidir Karadeniz, ödüllerin orada durması, oturması zordur. 

Çoğu şairin aslında bir hayatı yok
- Bu ödül hayatınıza ve sanatınıza ne katacak?  

Benim sadece kendime ait olmadığımı bilen dostlarımı; ‘sevindirecek’; ama sadece kendinden menkul, bazı insanları da çoğaltacağına dair ilk izler şimdiden belirdi. Yengeç sepetlerinin kapağı olmaz, dışarıya çıkmak isteyeni içeriye çeker diğer yengeçler!  Ve bir Afrikalı gibi inanıyorum: yaşayanlar kapar ölülerin göz kapaklarını, ölüler açar yaşayanların gözlerini. İnsan her şeyden önce bir şair değildir. Şair her şeyden önce bir insandır. Ödüller unutulacak, kitaplar kaybolup gidecek belki, ama herhangi bir kuruma karşı boyun eğmemişsen, el pençe divan durmamışsan, mazlumun yanında olmuşsan, kendi ikbalin peşinde hayatını heba etmemişsen işte insanın kendinden söküp aldığı gerçek ödül bunlar olacak. Çıkan kısmın özeti: eğer varsa bir hükmü, ödül bana katılacak, ben ödüle katılacak değilim. 

-  Yeni çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? 
‘Şiir ve Yalnızlık’ adlı bir deneme kitabım yayımlanacak. Bir de Karadeniz’e dair bir kitap hazırlıyorum. Sözlü tarihten hareketle, yaklaşık kırk yazarlı  bir derleme. Karadeniz’in kuşatıcı biçimde romanı, öyküsü yok. Bir belgelik olsun istedim. Çocuk ve gençlik kitaplarına dair yaklaşık iki yıldır her ay ‘İyi Kitap’ dergisinde yazıyorum. Biz dokuz yıl boyunca hazırladığımız ‘Şiir Defteri’nde şiirin yamacında ‘hayat’ı tuttuk. Şiiriniz olabilir ama her şeyden önemlisi her türlü insana çekinmeden göstereceğiniz bir ‘hayat’ınız olması lazım. Türkiye’de çoğu şairin bir hayatının olduğunu düşünmüyorum. 
 

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı