Sanat yolculuğunuz ve eğitiminizle ilgili kısa bir özet verebilir misiniz?
İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra ABD’de çeşitli üniversitelerde mikrobiyoloji laboratuvarlarında araştırmacı olarak çalıştım. 2004 yılında West Virginia Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Bölümünde Intermedia okumaya başladım. 2009 yılında Maryland Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimime başlamadan önce bilim ve sanatı harmanlayan çalışmalar çok ilgimi çekiyordu. Öncesinde mikrobiyoloji alanında çalışmış olmam ve laboratuvar teknikleri hakkında bilgi sahibi olmam, yüksek lisansım sırasında bana büyük avantaj sağladı. Eğitim hayatım biraz uzun sürdü ama bu yolcuktan geçmeseydim şu an uyguladığım sanatı yapamazdım.
Bio-art son dönemde yükselişte olan bir çağdaş sanat biçimi. Bu tarzın genel özellikleri nelerdir? Ne bio-art olarak adlandırılabilir?
Bio-art sanat alanının henüz sanatçılar arasında kabul edilen bir tanımlanması yok. Kimi sanatçılar, meslea DNA heykeli yapıp bu eseri bio-art olarak sınıflandırıyor. Bence bio-art, yaşayan bir canlının ve aktif gelişimin (process) içerdiği ve oluşturduğu bir eser olması lazım. Bir başka deyişle kullanılan organizmanın yaşamını ve gelişimini eser üstünde de sürdürüyor olması lazım. Eduardo Kac’in tanımladığı gibi “Biyolojik temaları gösteren işler, yani DNA, kromozom resimleri, heykelleri, videoları, hücre fotoğrafları, bio-art’in kapsamına giremez.” Ben de ayni fikirdeyim ve sanat eserlerimde bunu sergilemeye çalışıyorum.
Siz bu alana nasıl ilgi duydunuz? Hangi formatlarda çalışmalar sürdürüyorsunuz?
Herkesin sanat yorumu farklı ve geniş kitlelere hitap etmeye çalışılıyor. Benim çalışmalarımın aldığı yön, çok farklı bir yön ve daha etkili olabileceğini düşündüğüm sanat eserleri üretme isteğiyle ortaya çıktı.
Bugün ulaştığım noktada, petri kabının içindeki mikroskobik mantarların renklerini kullanarak, bu mikroskobik canlıları kanvas ve kâğıt üzerine uygulamayı başardım. Bu süreç sanat hayatım boyunca şüphesiz devam edecek ve farklı malzemeler kullanarak, farklı yüzeylere uygulama deneylerim devam edecek. Bütün çalışmalarım hem sosyal ikilemlere ve varoluşumuzun temel prensiplerine gönderme yapmakta hem de sosyal çatışmalara dikkat çekmekte.