Galatasaray, kabus gibi geçen sezonun ilk yarısını galibiyetle bitirmek istiyordu. Sezon başından beri sakatlıklarla uğraşan ve güçsüz olan Falcao’nun kendine gelmesiyle birlikte Galatasaray da sahada kendisini gösterdi. Ayrıca sezon başından beri ilk kez kanatlar bu kadar etkili kullanıldı. Sen topu fiziksel olarak güçlü bir Falcao’ya getirebilirsen, o da golleri atar... Getiremezsen zaten kazanman imkansız. Falcao’nun devre arası hazırlık kampı sonrasında daha da iyi döneceğini düşünüyorum. Ayrıca nihayet Selçuk İnan inadından vazgeçildiğini gördük. Onun yerine oynayan Taylan Antalyalı, her yerdeydi. Taylan kararında geç bile kalındığını düşünüyorum. Bu köşede daha önce de belirtmiştim. Selçuk’un bu formuyla Galatasaray gibi bir takımda yeri yok. Bazı futbolcular o kadar kötü bir dönemdedir ki mesele onların yerine kimin oynadığı değildir. Sadece onların oynamamasıdır! Selçuk İnan tam da bu durumun karşılığı... Galatasaray zirvenin çok gerisinde kaldı ama sezonun ikinci yarısında 17 karşılaşma oynanacak. Kanat ve savunma transferlerinin ardından rüzgar tersine dönebilir. Galatasaray geçen sezonki gibi kanat ağırlıklı futbol anlayışına tam anlamıyla geçiş yaptığı takdirde yukarıyı zorlar. Ömer Bayram, inanılmaz oynadı. Sahanın en iyilerindendi. Taylan da bu formuyla zirveyi zor bırakır. Babel ve Taylan’ıh klas vuruşlarıyla birlikte “G.Saray Bayram”ı vardı. Ama 2. yarıda takım fizik olarak düştü. Antalya yerine daha ısıran bir rakip olsaydı, işler değişebilirdi.
Galatasaray’ın ikinci devrede yapması gereken daha farklı şeyler olacak:
1- Kondisyonu 90 dakikaya yaymak.
2- Rakip yarı alanın ortalarına kaçmayan ve yerinde durmayı beceren kanat adamları...
3- 11 tercihlerinde duygusal değil, mantık çerçevesinde hareket edilmesi...
4- Rakip yarı alanda topu alan G.Saraylı futbolcuların yüzlerinin kendi kalelerine değil, rakip kaleye dönük olması...
5- “Nasılsa kalede Muslera var” diye savunma hamlelerinde yumuşak kalınmaması...
6- Skoru korumayı değil, artırmayı hedefleme...