• $32,3547
  • 35,4037
  • 2322.48
  • 9079.97
25 Kasım 2015 Çarşamba 00:52 | Son Güncelleme:

Hedef: 'Başkanlık'la istikrar!

Hedef: 'Başkanlık'la istikrar!

2023'e 8 yıl kala sivil, katılımcı ve özgürlükçü bir Anayasa beklentisi siyasetin rotasını çizecek. Kilit nokta 'yönetim modeli'... Başkanlık sistemini savunan AK Parti'ye halktan gelen büyük destek, 'parlamenter sistem' isteyen muhalefeti değerlendirme yapmaya zorluyor.

HAKKI KURBAN

AK Parti'nin tek başına iktidara geldiği 1 Kasım seçimleri, Türkiye'de yeni bir dönem başlattı. Terörle gölgelenmeye çalışılan "demokrasi sınavı" sonrası siyasetin en önemli ödevi "yeni Anayasa" haline geldi. Kabinesini belirleyen AK Parti, "yeni Anayasa" çağrısını yineleyecek ve teklifini de Meclise taşıyacak. 317 kişilik sandalye sayısı, düzenlemeyi çıkarmaya ve referanduma götürmeye yetmese de, muhalefete, "Teklifinizi koyun, kararı millet versin" denilecek. 

"NİHAİ KARAR MİLLETİNDİR"

Seçimler sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin siyasetçileri, yöneticileri olarak üzerimize düşeni yapalım. Nihai kararı milletin" demişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da, "50-100 sene sonra da torunlarımızın gurur duyacağı Anayasa’yı birlikte yazalım. Bizim kanaatimiz iyi tanımlanmış bir başkanlık sistemi" demişti.  "Başkanlık" tartışması son dönemde alevlense de, aslında Erdoğan ve AK Parti'nin sadece seçim sonuçlarına bağlı olarak dile getirdikleri bir unsur değil. 

2023 kabinesinin ilk hedefi sivil anayasa

AK PARTİ'NİN HEDEFİYDİ...

14 Ağustos 2001'de yola çıkan AK Parti'nin ilk Programı'nda, "kabineyi oluşturacak bakanların dışarıdan atanması" dahil, başkanlık sistemine atıf yapılırken, 2023 Siyasi Vizyon Belgesi'nde de açık bir dille vurgulanmıştı. Belgede, "AK Parti, Türkiye'nin siyasi sisteminde yapısal bir sorun olduğunu düşünmektedir. Onun için başkanlık, yarı-başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı tercihlerinden birinin seçilip uygulanması şarttır" ifadesi kullanılmıştı. Belediye Başkanlığı döneminden bu yana müteaddit defalar bakışını dile getiren Erdoğan da, 2003 yılında bir TV programında "Başkanlık mı, yarı başkanlık mı?" sorusuna "İkisinde de aynı şeyi düşünüyorum. İdeal olanı Amerikan modelidir. Biz, hala bürokratik oligarşiyi halledemedik. Başkanlık seçimini bu yüzden istiyorum" demişti.

‘367’ TARTIŞMASI ÇIKTI

"Başkanlık" tartışmalarında, 2007 yılı dönüm noktası oldu. Abdullah Gül'ün "Cumhurbaşkanı" seçilmesini geciktiren "367" tartışması, Anayasa değişikliğine kadar uzanmıştı. 27 Nisan 2007 e-muhtırasını da beraberinde getiren o süreçte, "Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi, 7 değil, 5'er yıllığına iki dönem halinde görev yapabilmesi" de dahil, bir Anayasa değişikliği paketi Türkiye gündemine gelmişti. Değişiklikler, 21 Ekim 2007'de referandumla kabul edilmişti.

Başkanlık sisteminin avantajları 

Sistemi savunanlar, gerekçelerini şöyle sıralıyor: 

- Halk, bu yeni sistemde Başkanı bizzat kendi oylarıyla belirliyor. 
- Kararlar süratle alınabilmesinin yanı sıra, hızla uygulamaya konuluyor. Yürütme erki, diğer sistemlere göre çok daha etkin oluyor. 
- İstikrar sağlanıyor. Türkiye'de 1970'ler ve 1990'larda olduğu gibi uzun süreli koalisyon iktidarlarının ülkeye yaşattığı sıkıntılar bu sistemde görülmüyor. Birkaç vekilliği olan partilerin istifa tehdidiyle hükümeti kontrolü altına alma ihtimali başkanlıkta görülmüyor. 
- "Kuvvetler ayrılığı" ilkesi en iyi başkanlık sisteminde uygulanıyor. 
- Bu sistemde, parlamenter denetimin daha sıkı olduğu ve parlamento içi demokrasinin daha iyi işletildiği belirtiliyor. 
- Hizmetlerin mahallinde verilebilmesi konusunda da başkanlık sisteminin daha avantajlı olduğu savunuluyor.   

Karşı çıkanların tezleri 

Sistemin sıkıntıları karşı çıkanlar tarafından şöyle özetleniyor: 
- Başkanlık "federal" bir yönetim içinde uygulanırsa, Türkiye gibi terörle mücadele eden ülkelerde ülkenin birlik ve bütünlüğünde sıkıntılar yaşanabilir. 
- Kötü uygulanması durumunda, bazı Güney Amerika ülkelerinde olduğu gibi otoriter bir yönetime dönüşebilir. 
- Bürokraside dinamizm yaratacağı gibi, katı bürokratik uygulamaları da getirebilir. 
- Halk tarafından seçilen Meclis ve Başkan birbirlerini görevden alamıyor. Başkan başarısız olsa bile, süresi doluncaya kadar görevde kalabiliyor. 

Özal ve Demirel'in en büyük rüyasıydı! 

Başkanlık sisteminde ısrar eden Erdoğan'a 'diktatör' yaftası yapıştıran zihniyet, geçmişte bu sistemin şart olduğunu söyleyen Özal, Demirel, Türkeş ve Erbakan'a da yüklenmişti...

Bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yöneltilen "Diktatörlük" yaftası, geçmişte "Başkanlık" öneren tüm liderlere yapıştırılmıştı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal "Biz eğer İlk 10-15 ülke arasına girmek istiyorsak, başkanlık sistemi şart" derken, Süleyman Demirel, “4 yıl 3 ayda altı hükümet onaylamışım. Türkiye artık Başkanlık tartışmasından kaçamaz" ifadesini kullanmıştı. 

'TARİH VE TÖREMİZE UYGUN SİSTEM'

Alparslan Türkeş ise "Tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz" ifadesini kullanmıştı. Eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın da, hayata geçirmeyi planladığı düşüncelerinden biri "başkanlık" modeliydi. Hatta bu beklenti, Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 5 Haziran 1977 seçimleri için hazırladığı Seçim Beyannamesi'ne dahi girmişti. 

MUHALEFET NE DİYOR? 

- Ana muhalefet partisi, onlarca yıldır tartışması yapılan başkanlık sistemine en mesafeli parti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parlamenter sistemin sorunlarının yine bu sistem içinde çözülebileceğini savunuyor. Kılıçdaroğlu, "150 yıllık deneyimimiz var. Aksayan yönleri var mı? Elbette var! Giderebilir miyiz? Elbette giderebiliriz. 150 yıllık bir deneyimi bir çırpıda çöpe atacağız, hiç bilmediğimiz bir sisteme geçeceğiz birisinin keyfi olacak diye" değerlendirmesini yapmıştı.

- Alparslan Türkeş döneminde başkanlık modelini isteyen MHP'de bugünkü yönetim ise farklı bir yaklaşım içinde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstenen bu sistem diktatörlüktür, demokrasinin ara dönemi, Türkiye'nin kuruluş felsefesinin temelden yıkımıdır" sözleriyle başkanlığa karşı olduklarını açıklamıştı.

- Başkanlık konusunda en fazla kafa karışıklığı yaşayan parti HDP. Bazı HDP'liler, başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini söylerken, başta Eş Başkan Selahattin Demirtaş olmak üzere kimi isimler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alarak atılacak adımlara mesafeli yaklaşıyor.

7 HAZİRAN SONRASI RİSK GÖRÜLDÜ 

Türkiye, oluşan fiili durumla birlikte bir yılı aşkın süredir, "seçilmiş Cumhurbaşkanı" ve "seçilmiş Başbakan"ın olduğu bir modelle yönetiliyor. Bugüne kadar, muhtemel yetki çatışmaları, Erdoğan ile Davutoğlu'nun "yol arkadaşlığı, "anlayış birliği" ve "yakın istişareleri" sonucu aşıldı. Sistemin muhtemel yaratacağı sıkıntılar ise 7 Haziran 2015 genel seçimleri sonrasında net biçimde görüldü. AK Parti'siz bir hükümet seçeneği halinde, Çankaya Köşkü ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi arasında yaşanabilecek muhtemel krizlerin işaretleri ve istikrarsızlık ihtimali, terörden ekonomiye kadar farklı alanlardaki muhtemel gelişmeler konusunda endişe yarattı. Sistemin, sağlıklı bir Anayasal zemine oturtulması gerekliliği bu süreçte ortaya çıktı.. 

Uzlaşma şart

1 Kasım seçimlerinin sonuçları, yeni Anayasa ve bu kapsamda başkanlık sistemi tartışmaları için "uzlaşma"nın önemini gösterdi. Zira, Anayasa değişikliği için gereken 367 milletvekili ile bu değişiklikleri referanduma götürme aralığı olan 330-367 aralığındaki sandalye sayısına hiçbir parti ulaşamadı. 317 milletvekili bulunan AK Parti, bu aralığa çok yakın bir noktada olsa da, muhalefetten destek gerekliliği ortaya çıktı. En az 13 milletvekilinin daha, hazırlanacak bir Anayasa metninin referanduma götürülmesi için değişikliklere onay vermesi gerekiyor.

AK PARTİ'NİN TEKLİFİNDE NELER VAR? 

ANAYASA değişikliği için oluşturulan Meclis Uzlaşma Komisyonu'na sunmuştu. AK Parti'nin, Meclise sunduğu teklifte ise şu unsurlar yer alıyordu: 
- Başkan, halk tarafından 5 yıl için seçilecek, iki dönem başkanlık yapabilecek. 
- Başkan partili olabilecek ama milletvekili olmayacak. 
- Bakanlar Kurulu üyelerini başkan atayacak. Bakanlar da parlamento dışından atanacak, başkan bakanları görevden alabilecek. 
- Başkanın yasaları veto yetkisi olacak. 
- Meclis'te milletvekili sayısı yine 550 olacak. 
- Hükümet yasa tasarısı hazırlamayacak, yasa tekliflerini milletvekilleri verecek. 
- Başkanın Meclis'i fesh etme yetkisi olacak. 

Yarın: SİYASET BİLİMCİLER BAŞKANLIĞI TARTIŞIYOR

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Başkan Erdoğan ile görüştü: O anları 24 TV'ye anlattı: Saliha Gündüz'den 'birlik olalım' mesajı
Başkan Erdoğan ile görüştü: O anları 24 TV'ye anlattı: Saliha Gündüz'den 'birlik olalım' mesajı

Başkan Erdoğan ile görüştü: O anları 24 TV'ye anlattı: Saliha Gündüz'den 'birlik olalım' mesajı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür