• $32,3723
  • 34,9755
  • 2325.31
  • 9107.19
21 Mayıs 2013 Salı 02:00 | Son Güncelleme:

MHP'li Başesgioğlu: Çözüm sürecini iki veya üç kişi tam biliyor

MHP'li Başesgioğlu: Çözüm sürecini iki veya üç kişi tam biliyor

MHP’li Başesgioğlu’ndan eski partisinin politikalarına ağır eleştiri...

2010’da AK Parti’den istifa edip politikaya MHP saflarında devam eden eski bakan Başesgioğlu eski partisine çözüm süreci üzerinden yüklendi. Cumhurbaşkanı’nın da süreci bilmediğini savunan Başesgioğlu, İdris Naim Şahin’in ise milli duruş sergilediği için süreç kurbanı olduğunu iddia etti

Nebahat KOÇ /İSTİHBARAT

MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, eski partisi AK Parti’nin gizli ajandası olduğunu,  “milletimizin ve ülkemizin geleceği açısından son derece vahim” diye nitelendirdiği çözüm sürecini Cumhurbaşkanı’nın dahi bilmediğini savunarak, “Bu süreci Türkiye’de iki veya üç kişi tam anlamıyla biliyor” dedi.

ERDOĞAN başkanlığındaki 59”uncu Hükümet’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 60’ıncı Hükümet’te de Devlet Bakanı olan Başesgioğlu, “ilkeleriyle ters düştüğü” gerekçesiyle 2010 yılında AK Parti’den istifa edip MHP’ye geçti. Başesgioğlu, özellikle çözüm süreci konusunda eski partisine sert eleştirilerde bulunurken, MHP’nin hızlı bir yükselişte olduğunu savundu. İşte Başesgioğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlardan bazı satırbaşları:

1999’DAKİ SÜREÇ FARKLI: Biz bu sürece endişeyle yaklaşıyoruz. Görüşmeleri, milletimizin ve ülkemizin geleceği açısından son derece vahim olarak nitelendiriyoruz. Deniyor ki, “geçmişte de görüşme oldu.” Geçmişteki görüşmelerin mantığı farklı. Rahmetli Özal’ın gönderdiği haber, “PKK militanları dışarı çıksın, silahı bıraksın.” Rahmetli Erbakan zamanında da benzer görüşme oldu. 1999’da zaten örgütün elebaşısı devletin eline geçmiş. Adam devlete, “ben hizmet etmeye hazırım” demiş. Böyle bir noktada PKK örgütü militanlarının yurtdışına çıkması sağlanıyor. O zaman bir hayli militan Türkiye topraklarını terk ediyor.Görüşüldü denilenin bütün hikayesi bu. Şiddetle itiraz ettiğimiz bugünkü görüşme süreci ise devletin üniter, idare yapısının, anayasasının konuşulduğu ve terör örgütünün maalesef bölücü başının muhatap alındığı, müzakere edildiği bir süreç. 

BU AJANDAYLA OY İSTEMEDİ: Bu görüşmenin siyasi iktidar açısından, toplumsal ve siyasal meşruiyeti yok. Çünkü, AK Parti, seçime girerken hiçbir vatandaşa, “Ben bu seçimi kazandığım taktirde bölücübaşıyla görüşeceğim ve bunlarla, federasyon, vatandaşlık deyişi de dahil bu konuları müzakere edeceğim” diye oy istemedi. Böyle açık bir ajandayla oy istemiş olsa, vatandaş bu kadar destek vermeyecekti. Onun için siyasal ve toplumsal bir meşruiyeti yok.

ÖCALAN’I MEŞRULAŞTIRMA PROJESİ: Örgüt açısından hiçbir şey yapılmasa, şu andaki durum muhafaza edilse bile onlar açısından belli kazanımlar oldu. Bölücübaşına yönelik onu meşrulaştırma, sempati ikmalleri yapıldı. Suni bir ölüm oruçları başlatıldı. Bu ölüm oruçları Öcalan’a çözdürüldü. Hepsi onu, sempatik hale getirmek için ulusal ve uluslararası güçlerin ortaya koyduğu bir proje.

SİLAHI ELİNE ALAN ÖDÜN KOPARACAKSA: Bu coğrafya zor bir coğrafya. O nedenle, her an her türlü olaya karşı hazırlıklı olmanız lazım. Böyle eline silahı alan bu devletten bir ödün, bir şey koparacaksa bunun sonu gelmez.

CUMHURBAŞKANI BİLE SÜRECİN DIŞINDA: Hükümet bu konuları, muhalefetle konuşmaktan çekiniyor. Sadece milletin ve parlamentodaki partilerin bildiği, “Anaların gözyaşı dursun, şehit cenazesi gelmesin.” Peki bunun karşılığında, konuşulan ya da pazarlık konusu nedir? Bunu gelip, muhalefete, iktidar partisinin Sayın Başbakan’ın anlatması lazım. Bu muhalefetten saklanıyor. O zaman demek ki muhalefetin ve meclisin kabul edemeyeceği bir durum var ortada. Bir gizli ajanda var. Daha da ileri giderek Sayın Cumhurbaşkanı’nın bile bu sürecin tam içinde olduğu kanaatinde değilim. Bu süreci Türkiye’de iki veya üç kişi tam anlamıyla biliyor.

ÇEKİLME Mİ METROPELLERE YIĞINAK MI?: Zaten söylediğimiz konuların açığa çıkması ve netleşmesi zamanı yavaş yavaş geliyor. Nasıl geliyor? İşte suni bir ateşkes yapıldı, yine ne olduğunu anlayamadığımız bir çekilme süreci var. Gerçekten çekiliniyor mu yoksa Türkiye içindeki metropollerde mi yığınak yapılıyor, belli değil. TSK açıklamasına bakarsanız, bir çekilme yok. 

A’DAN Z’YE SUÇ: İşin anayasal ve yasal tarafında da çok vahim bir tablo var…  Bölücü başına gidip gelmek, bölücü başının mektuplarını Kandil’e, Avrupa’ya taşımak, yayınlamak suç. Kandil’e gidip orada milletvekillerinin görüşmesi suç. Adı ne olursa olsun bu sürecin, A’dan Z’ye atılan her adımı suç.
 
KUZEY IRAK’IN DAĞITILMASI LAZIM: Türkiye’deki terörü besleyen, terörün sonlandırılmaması için en kritik noktalardan biri Kuzey Irak üssüdür. Biz Irak merkezi hükümeti ve Kuzey Irak’la münasebet halindeyiz. Amerika müttefikimiz. Benim bir tek bölücülük meselem var. Türkiye’nin bugüne kadar yaptıklarına karşı bu konuda yardımcı olmaya değmez mi? Yapacakları tek şey, Kuzey Irak’ın dağıtılmasıdır.

BU AŞAMADAN DÖNÜLMEZ DEĞİL: Ben AK Parti’de bakanlık da yaptım. Ayrılmamın en önemli sebebi, 2009’da başlatılan açılım sürecidir. Daha başka önemli dış konu meseleleri de vardır ama Kürt açılımıyla başlayan o sürece itiraz ettim. Maalesef bu çizgiyi devam ettiriyorlar. Bugünkü şartlar, 2009’a göre daha ağır. Ama bundan da dönülmez değil. Türkiye’nin mutlaka bir çıkış yolu bulması lazım.  

İDRİS NAİM ŞAHİN SÜREÇ KURBANI
İdris Bey, PKK’ya yönelik icraatlarda milli bir duruş sergiledi. Sayın Bakan’ın, böyle bir barış sürecinde, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturmasına müsaade edilmeyeceğini ben daha bakanlar kurulu açıklanmadan tahmin etmiştim. Böyle bir süreçte İdris Naim Şahin gibi, milli duruşu olan birisini, o koltukta hazmetmeleri mümkün değildi. Sürecin kurbanlarından biri -çok kısa süre olmasına rağmen- İdris Naim Şahin oldu. O mücadele konusunda tavizsiz duruyordu.

KOMŞULARIN BİRLİĞİ ŞART
Bizim Suriye politikamız, meselenin şirazeden çıkmasına sebep oldu.  Bizim için en tercih edilecek tavır, hem Irak’ın hem de Suriye’nin siyasal birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Eğer bu ülkeler parçalanırsa bizim menfaatimize değil.

SINIRLAR KEVGİR 
İstihbarat örgütleri arasındaki çekişme çok eskiden beri var olan, klasik bir şeydir Türkiye’de. Şu anda güvenlik sistemi içinde en çok ihtiyaç duyduğumuz, istihbarat faaliyetleridir. Sınırlarımız kaynıyor, geliş geçişler serbest. Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek vahamet arz ediyor. 900 km’lik sınırımız kevgir gibi. Sadece Hatay’da, Antep’te değil Ankara’da bile yabancı yoğunluğunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlaması lazım. Suriye politikası bu şekilde, bu referanslarla devam ettiği sürece zor.

İÇ ÇATIŞMALARA GÖTÜRÜR
Bu proje milletimizin yüzünü güldürecek bir proje değildir. Aksine bizi kavga ettirecek, ayrıştıracak, Allah korusun iç çatışmalara götürecek bir süreç. Öyle potansiyel taşımaktadır.

DESTEK VARSA, MHP-CHP’Yİ NEDEN ÇEKMEK İSTİYORLAR: Milletin desteği yüzde 68’lere ulaştıysa o zaman sürecin içine MHP, CHP’yi niye çekmek istiyorlar bunu anlamıyorum. Fotoğrafın tamamı vatandaşımıza gösterilmiyor.

İKİ KANALDAN MHP'YE AKIŞ
MHP bu meseleye ülkemizin geleceği açısından hayati bir mesele olarak bakıyor. Bu süreçte MHP’nin oyları artıyor. MHP’ye iki kanaldan oy artışı oluyor. Oylar, AK Parti ile CHP’den geliyor.Rakam için henüz erken. Ama şu anda söylemem gerekirse, MHP ikinci parti olacak gibi görünüyor.

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı