• $32,3963
  • 35,0923
  • 2326.31
  • 9079.97
15 Ocak 2017 Pazar 01:00 | Son Güncelleme:

Ünlü yazarların alameti farikaları

Ünlü yazarların alameti farikaları

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Yazarlar, tuhaf alışkanlıklara, farklı giyinme tarzına, türlü takıntılara sahip insanlardır desek çok da yanılmayız sanırım. Hatta bazı yazarlar vardır ki kıyafetleriyle, saç modelleri ve renkleriyle, şapkalarıyla, papyonlarıyla türlü çeşit aksesuarlarıyla özdeşleşmiştir. Kasketleriyle bütünleşmiş yazar kim diye sorsam Attila İlhan cevabını hemen vermez misiniz? Dedim ya yazarlar ilginç kişiliklere sahip insanlardır diye işte bunlardan biri de Marcel Proust. Yazar, ellerinden hiç çıkarmadığı kadife eldivenlerini o kadar çok severmiş ki, gece yatarken bile giyermiş. Herhalde kalem tutan ellerinin başına kötü bir şey gelmesinden korkuyordu. Eh haksız da sayılmaz. Çünkü ellerine gelebilecek bir zarar biz okurlarını onun şahane romanlarından mahrum edebilirdi. William Faulkner da pipolarına öylesine hayranmış ki pipo dışında aldığı hediyeleri açmadan odasına koyarmış. Turkuvaz rengin tutkunu Buket Uzuner de dolmakalemsiz ve deftersiz asla sokağa çıkmıyor. Romanlarını aynı kafede hatta aynı masada yazmayı seviyor. Nazlı Eray yirmi yıldır kızıl saç rengini hiç 
değiştirmiyor… Çok sayıda yazar pelerinler, bastonlar, kalın çerçeveli ve renkli gözlükler, papyonlar ve enteresan başka objelerden bir hayli etkilenmiş. Biz de yazarlarla özdeşleşen tüm zamanların en ikonik yazar aksesuarlarından bazılarını sizin için bir araya getirdik. 

Nazlı Eray: Kırmızı saçlı kadın…

Kırmızı kızıl saçları ve renkli rujlarıyla özdeşleşen Nazlı Eray, aynı zamanda siyah rengin de tutkunu. Giysilerin, gözlüklerin özellikle siyah olanını tercih ediyor. Fantastik romanların yazarı Eray, yirmi yıldır saç rengini değiştirmiyor çünkü kendine yakıştırıyor. Romanlarında kızıl saçlı kadınlara da yer veriyor Eray. Adını kırmızı saçlı kadına âşık olan papağandan alan ‘Âşık Papağan Bar’ı bunlardan biri mesela. Harikulade romanların yazarı Eray’a kırmızı kızıl sizce de çok yakışmıyor mu? 

Attila İlhan: Kasketi ve kalemi

“Ben sana mecburum bilemezsin. Adını mıh gibi aklımda tutuyorum. Büyüdükçe büyüyor gözlerin”… dizelerinin sahibi 
Attilla İlhan’ın meşhur kasketlerini bilirsiniz. Ustanın kasketsiz ve kaşkolsüz bir tek görüntüsüne rastlamanız mümkün değildir. Öyle ki en çok kahverengi kasketiyle hafızalara kazınan İlhan, televizyon programlarında bile kasketini çıkarmıyordu. Şapka tutkusunun yanı sıra kalemlerine de çok düşkünmüş Attila İlhan. Kalemleri öyle çok değerli de 
değilmiş ancak o yine de kimselere vermeye kıyamazmış. 

Buket Uzuner: Turkuvaz mavisine tutkun…

Yazarların takıntılı ve tutkulu insanlar arasından çıktığını söylüyor Buket Uzuner. Haksız da sayılmaz hani. O takıntılar ve tutkular olmasa Uzuner’in dört yılda bir roman yazması başka nasıl açıklanabilir ki? Kendisi de zaten kısa sürelerde roman yazmasını iğneyle kuyu kazmaya benzetiyor...  “Turkuvaz mavisine takıntım var” diyen Uzuner’in gözlükleri ve aksesuarları da aynı renkten. Uzuner’in vazgeçemediği aksesuarları dolmakalemi ve defterleri. Onlarsız asla sokağa bile çıkmıyor. Seyahate giderken o şehre ait defterleri çantasına koymadan yola çıkmıyor. 

David Foster Wallace’ın renkli bandanaları

Wallace kendiyle özdeşleşen rengarenk bandanalarını ‘güven battaniyesi’ diye tanımlıyor. Yaşadığı Tucson şehrinde havanın çok sıcak olması sebebiyle saçlarından sayfalara dökülen teri engellemek için ilk kez taktığı bandalar artık onun için vazgeçilmez olmuş. Hatta daha sonra kafatasının üzerinde birçok çakra merkezi olduğunu öğrenince de bandanalarıyla kendini daha iyi  hissetmeye başlamış.  

James Joyce’un göz bandı

Gittikçe kötüye giden görme yetisi yüzünden Joyce, ömrünün son yıllarını sol gözüne göz bandı takarak geçirmiş. Kimileri bunu arzu nesnesi olarak adlandırsa da, onun yaptığı aslında sadece görme yetisini korumak için uyguladığı yöntemden başka bir şey değildi. Nedeni ne olursa olsun Joyce’un siyah göz bandı ona yakışıyormuş. Öyle değil mi?

Oscar Wilde’ın karanfilleri 

Her daim gösterişli olan Oscar Wilde yakasına taktığı renkli çiçekleri pek severmiş özellikle de yeşil karanfilleri. Bu renkli çiçekler 20.yüzyılın başlarında homoseksüelliğin sembolü haline gelse de Wilde, yaka çiçeği konusunda “Mükemmel bir yaka çiçeği sanatla doğayı bir araya getirmenin tek yoludur” demiş. 

Faulkner’ın piposu

William Faulkner piposunu öyle çok seviyormuş ki Noellerde ailesinden pipo temizleyicisi dışında başka bir hediye kabul etmezmiş. Ailesi de çaresiz her Noel hediye ağacının altına farklı tür ve renklerde pipo temizleyicisi asmak zorunda kalıyormuş. Kazara başka bir hediye alırsa, paleti açmadan odasına bırakıyormuş. Acaba piposunun diğer hediyeleri kıskanacağını mı düşünüyordu?

 

 

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür