• $32,3217
  • 35,0793
  • 2282.3
  • 9001.85
19 Nisan 2015 Pazar 02:00 | Son Güncelleme:

Modern zamanda peri masalı

Modern zamanda peri masalı

Hırslarıyla kendisini huysuzluğa gömmüş bir üvey anne, kafasını belediye başkanı olmayla bozmuş bir multi-milyoner ve sadece kendisini sevecek bir ailenin hayaliyle yaşayan bir kimsesiz bir çocuk; Annie… Biraz tesadüf, biraz dram, biraz komedi; bize çocukluğumuzun kapılarını yeniden aralamayı vaat ediyor.

MEZİN DEDEYİ
mezin.dedeyi@aksam.com.tr

1970’lerin ünlü Broadway Müzikallerinden birinin film uyarlaması olan Annie, kimsesiz bir çocuğun, sevgi dolu bir aile arayışının aslında hiç de eskimeyen bir hikâye olduğu gerçeğini yansıtıyor bizlere. İlk olarak 1982 yılında “Yarının filmi” sloganıyla çekilen Annie’yi yönetmen Will Glock günümüze uyarladı. Aralarında Cameron Diaz, Jamie Foxx, Rose Byrne gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı filmde Annie’yi ise geleceğin parlak yıldızları arasında gösterilen Quvenzhané Wallis canlandırıyor. Annie’nin orjinal hikâyesini bu zamana uyarlayan Gluck, tam anlamıyla senaryoyu günümüz koşullarında yeniden yazmış. Bu filmde Diaz, Annie’nin üvey annesi Miss Hannigan rolünde. Bir yıldız olma hayaliyle yaşayan Hannigan’ın huysuzluklarını ise Annie çekmek durumunda kalıyor.

Jamie Foxx ise Annie’yi bir araba kazasında kurtaran ve sonrasında da onu seçim kampanyasında kullanmaya karar veren mega zengin Will Stack rolü ile karşımıza çıkıyor. Annie ile karşılaşması, insan ilişkilerinde pek de başarılı olamayan Stack’in seçim kampanyası için kaçırılmaz bir fırsat gibi görünse de Annie’nin sevgi dolu karakteri onun değişmesine sebep oluyor.

Biz de Cameron Diaz ve Quvenzhané Wallis ile hem filmi hem de oyunculuk deneyimlerini konuştuk.

Charlie’nin Meleği’nden, kimsesizler yurdunun huysuz bakıcısına…

Cameron Diaz, kocaman gülümsemesi ile hayatımıza ilk olarak “Maske” filmiyle girdi. Ardından “Ah Mary, Vah Mary” ile komedi filmlerinin vazgeçilmez yüzlerinden biri olmaya adaydı ki “Vanilya Gökyüzü”nde dramatik bir karaktere büründü. Filmde bize, onun asla üzülmemesi gereken bir kadın olduğu gerçeğini gösterdi. “John Malkovich olmak” filmindeki muhteşem performansı bir yana, en çok da “Charlie’nin Meleği” olarak zihnimize kazındı. Bir oyuncunun asla sabit bir karaktere bürünmemesi gerektiğinin canlı kanıtı olan Diaz ile son filmi Annie hakkında konuştuk. Filmde bir yetimhanenin huysuz ve aksi müdiresi olarak karşımıza çıkan Diaz ile şarkı söyleme korkusundan kimsesiz çocukların yaşadıklarına kadar pek çok konuya değindik. Will Gluck, Cameron Diaz’a Annie’de kilit bir karakter rolünü önerdiğinde, içindeki müzikal aşkına rağmen, kameralar önünde şarkı söyleyerek dans etme fikri onu oldukça korkutmuş. Ama o her zaman yaptığı gibi bu korkuya meydan okumuş. Uzun süren çalışmalar ve biraz gözyaşı sonrasında her dakikasına bayıldığı bir iş ortaya çıkmış. Cameron Diaz çocukluğuna damga vuran filmin şarkılarını setteki çocuklarla beraber seslendirmekten büyük keyif almış.

Siz, dövüş sahneleri dâhil olmak üzere pek çok filmde dublör bile kullanmıyorsunuz. Şarkı söyleme korkusu biraz garip değil mi?

Hep bir müzikalde oynamayı hayal etmiştim. Doğal bir şarkı söyleme yeteneğim yok, o sebeple çok fazla çalışmam gerekiyordu. Sonuç olarak müzikal sadece bir şarkı söyleme işi de değil. Üstüne bir de performansınız var. Dans etmek zorundasınız. Ben korktuğum her şeyle yüzleşmek isterim. Böylece korkularım beni kontrol edemezler. Gerçi ağlama ve çığlık krizleri arasında bunu pek hatırlayamıyorum. İnsanların önünde şarkı söylemek, size güven çemberinden söküp çıkarıyor. Müzik Direktörü Matt Sullivan ve müzik koordinatörü Lon Hoyt ile tanıştığımda tam anlamıyla gözyaşlarına boğuldum ve onlara korkularımı anlattım. Bir süre ağlamama izin verdiler. Sonrasında ise çalışmalara başladık.

Film sizin için eğlenceli miydi yoksa zor mu?

Aslında tam anlamıyla çok eğlenceliydi. Tüm insanların çocukluklarını etkilemiş olan bir filmin yeniden çekiminde yer almak, sonrasında ise insanların tepkilerini almak muhteşemdi. Çekimler esnasında bile insanlar gelip “yüzlerce kez izlemiştim” dedi. Zor kısmı, müzikal kısmıydı elbette ama o kadar çok eğlendik ki bu zorluklara kesinlikle değdi.

MUTLULUK KAVRAMI BİREYSEL

Filmin eski hali ile bugüne uyarlanmış haline baktığında ne gibi farklılıklar buldunuz?

Her ne kadar 80’lerde yapılsa da aslında 1930’larda kurgulanmış bir film. O zamanlar Annie bir yetim ve Hannigan aşkı bulamamış, evlenmemiş ve bu sebeple sürekli mutsuz ve huysuz bir kadın. O dönem koşullarında, hayatının aşkından başka bir amacı, hayali olmayan bir kadın. Ama bu versiyonda biraz da günümüz insanının temel bir saplantısını konu alıyor; ünlü olma arzusu. Bu filmde Hannigan tamamen başarıya, ünlü bir yıldız olmaya odaklanmış ve eğer bir yıldız olamazsa mutlu olamayacağına inanıyor. Aradan 30 sene geçti ama insanların hayattan beklentileri çok değişti. Mutluluk kavramını tamamen bireysel tatmin boyutuna taşıdık. İki film arasındaki en belirgin farklardan birisi kesinlikle bu. Annie açısından bakınca da yine zamanla kimsesiz çocuklara olan bakış açısındaki değişimi görebiliyorsunuz.

Will Gluck ile daha önce başka işlerinde karşılaştınız mı?

Kendisi ile şahsen tanışmamıştık. İşlerine bayılıyordum. Zaten bana bu teklifle geldiğinde çok heyecanlandım.

Annie, zor bir dünyada, tek başına hayata tutunmaya çalışan bir kız çocuğu. Sizce bu, onun yaşında, kendince hayat mücadelesi veren çocuklar için bir mesaj taşıyor mu?

Kesinlikle, filmde kendi başlarının çaresine bakan bir grup çocuk izliyorsunuz. Çocukların bir özelliği de, koşullar ne olursa olsun buna ayak uydurabiliyorlar. En iyi yaşam koşullarında da olsa, savaşın ortasında da olsa çocuk yine çocuk. Elbette ki her çocuğun yaşı gereği uygun koşullarda olmasını arzu edersiniz ama hayal ettiğimiz   dünya ile gerçekler her zaman örtüşmüyor. Her çocuk kendini güvende hissedeceği bir yeri, onu sevecek insanları, korunmayı, barınmayı, doymayı hak ediyor ama biz bunu ne kadar sağlayabiliyoruz? Bu film bir bakıma peri masalını andırsa da biz sonunda Annie’yi mutlu görüyoruz. Her çocuğun istediği sevgi dolu bir ortamda.

Annie’nin tüm öyküsü aslında bu; kendine bir aile arayan bir çocuk. Annie sadece “sana bakacağım, seni koruyacağım, sana eğitim, barınma, huzur, sevgi vereceğim” diyen birini arıyor. Ve aslında bu sadece bir çocuğun değil, hepimizin hayattan beklentisi.

KENDİ DEĞERİMİZİ BİLMELİ

Annie rolü ile Quvenzhané’in üzerinde büyük bir yük vardı. Sizce nasıl baş etti?

9 yaşında bir kız çocuğu! İnanılmaz bir şey açıkçası. Çocuk oyuncularla çalışmak aslında bize çok şey katıyor. Onlar hem yaptıkları işin farkında ama bir o kadar da eğlencesindeler. Yani durup da “Aman tanrım, bir filmin başrolünü üstlendim” diye düşünmüyor. “Yaşasın! Okula gitmek zorunda değilim, tüm gün şarkı söyleyerek dans edebilirim” diyorlar. Onlarla o kadar çok eğlendim ki ben de ayrılmak istemedim. Saatler süren çekimlerimiz bile olsa tekrar tekrar şarkıları söylemek ve dans etmek için can atıyorlar. Enerjileri hiç bitmiyor. Quvenzhané çok yetenekli bir kız. İnanabiliyor musunuz? Şimdiye kadar en iyi kadın oyuncu dalında gösterilen en genç Oscar adayı, deli dolu ve inanılmaz zeki.

Peki, Hannigan karakterine nasıl hazırlandınız?

Aslında çok farklı bir karakter Miss Hannigan. Başarısızlığına saplanıp kalmış ama bir an durup düşündüğünde, eskiden olduğu kişi olmadığını fark ediyor. Yanlış şeylere odaklandığını, hata yaptığını, kendisini mutlu edecek şeyin o an yaşadığı hayat olmadığını fark ediyor. Müthiş bir değişim anı. Günümüzde insanlar ünlü olmak ile takıntılı halde yaşıyorlar. Bir Vine ya da Twitter fenomeni olmak, Youtube’da ünlenmek… Bunların kendilerine gerçekten mutluluk getireceğine inanıyorlar. Mesela filmdeki Will Stacks karakterine bakalım. Adam multi milyoner ama kendisini sevdirmeye izin vermediği sürece mutsuz. Günün sonunda alış veriş yapmak, yemek, yememek, ünlü olmak, egzersiz yapmak, okumak, dans etmek yaptığımız ya da katkıda bulunduğumuz her şey, daha iyi hissetmek ya da bir bütün hissetmek için. Gerçekten bizi bir bütün yapan, bizi tamamlayan tek şey aslında kim olduğumuzu bilmek, kabul etmek ve kendimizi olduğumuz gibi sevmek. Böylece başkalarının da bizi sevmesine izin verebiliriz. Sevmekten, sevilmekten korkmamalıyız. Bizi mutlu eden şey aslında yaptıklarımız değil, tamamen kendi değerini bilmekle alakalı.

Bir tesadüfle hayatı değişen kimsesiz bir kız… Bu filmi modern bir peri masalı olarak tanımlayabilir miyiz?

Tabi ki. Aslında olabilecek bir şey ama hepimiz, hayatımızı kökten değiştirecek bir milyarderle karşılaşacağız diye bir şey yok. Aslında önemli olan sizi sevebilecek birilerini bulabilmeniz. Ve bu da tabii ki ilk olarak kendini sevmekle başlıyor.

Filmin 1982 versiyonunu izlediğinde kaç yaşındaydın?

Sanırım Annie’nin yaşında, yani 10. Çok sevmiştim. Aslına bakarsanız okulda bir müzik programında olduğumu hatırlıyorum. Herkes “Tomorrow” (yarın) şarkısını söylemek zorundaydı. İçinize işleyen, sizi tam anlamıyla zaman yolculuğuna çıkaran bir şarkı. Çocukluğunuzla bağdaştırabileceğiniz türden. Bu film de öyle. Bence bu filmi izleyen tüm çocukların zihninde bir yer edecek. Aynı zamanda çocuklarıyla bu filmi izleyen anne babalar da kendi çocukluklarını hatırlayacaklar. Belki aralarında benim gibi çocukken bu filmin orijinaline hayran kalanlar da olacaktır. Onlar için bambaşka bir nostalji söz konusu. Filmi çekerken pek çok kez insanlar beni yolda çevirip “Hannigan’ı oynayacakmışsınız. O film benim hayatımın filmiydi” dediler. Bu gerçekten heyecan verici bir şey. Bir seferinde neredeyse iki metre boyunda, iri yarı ve sert görünümlü bir koruma görevlisi yanıma gelip “Hannigan’ı oynayacakmışsınız?” dedi. Bir an gerildim. Bana gülümseyerek “Annie benim çocukluğumun filmiydi” dedi. İnanamamıştım. Öyle sert ve güçlü bir duruşu vardı ki. Oysa hepimizin içinde hala bir çocuğun yaşadığını anlıyoruz. Ne kadar büyürsek büyüyelim, o çocuk ve o çocuğun sevdiği şeyler bizimle beraber geliyor.

Ben sadece bir çocuğum
Quvenzhané Wallis

Şimdiye kadar en iyi kadın oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilen en genç isim olan Quvenzhané Wallis, Annie ile kalplerimizi ısıtacak. Modern peri masalının mücadeleci prensesi ile filmi ve yaşamını konuştuk.

Annie, hem oğlan kılıklı hem de modern günün prensesi bir kız çocuğu. Sen kendini nasıl görüyorsun?

Bu biraz tuzak bir soru. Aslında kendimi her ikisi olarak da görüyorum. Köpeklerimle etrafta koşturmayı, onlarla haylazlık yapmayı seviyorum. Aynı zamanda güzel kıyafetlerimi giyip pırıltılı tokalarımı takmayı da seviyorum.

Filmde Annie’nin en yakın arkadaşı bir köpek, Sandy. Onunla çalışmak nasıldı?

Sandy inanılmaz bir köpek. Onunla hemen arkadaş olduk. Sette onunla üç ay geçirdik. Sürekli çimenlerde yuvarlanıp oynadık. Çok karakterli bir köpek üstelik çocuklarla da arası çok iyi. Kesinlikle çok asil.

Film adeta bir peri masalının zamanımıza uyarlanmış hali gibi. Peki, sence filmde Annie’nin koruyucu meleği kim?

Tabii ki Grace! Rose Bryne’ın karakteri. Çok iyi, korumacı ve nazik biri.

Filmde giydiğin kıyafetlerini sevdin mi? Kendini bir prenses gibi hissettin mi?

Kesinlikle! Kıyafetler hem eğlenceli hem de çok rahattı, okula bile giderken giymek isterim. Annie’nin çok özel bir kırmızı elbisesi var mesela, onu giymekten çok mutlu oldum.

EN ÖNEMLİ İHTİYAÇ SEVGİ

Annie’nin, etrafındaki insanlar üzerinde ciddi bir etkisi var.  Huysuz Will Stack bile onun sevecen kişiliği ve parlak kişiliğiyle değişiyor. Bu seni nasıl etkiledi?

Başkalarına karşı nezaket çok önemli, gerçekten pek çok şeyi değiştirebilir. Soğuk ve asabi Will Stacks’in Annie ile tanışınca iyi bir insana dönüşmesi etkileyiciydi. Adeta Annie onun kalbini ısıtıyor… Stacks, Annie’ye koruyuculuk yaptığını sanıyor ama aslında onun ihtiyacı olan şey sevgi. Ve bu sevgiyi de ona Annie veriyor. Yetişkinler, çocukların ihtiyaçlarını bildiklerini sanırlar. Ama aslında kendi ihtiyaçları olan en önemli şeyi hep unutuyorlar. Sevmeyi ve sevilmeyi unutuyorlar.

Filmde aldığın bu masalsı rolün hayatına nasıl bir etkisi oldu?

O kadar çok eğlendim ki, anlatamam. Jamie Foxx ve Cameron Diaz gibi muhteşem oyuncularla çalıştım, New York gibi pek çok güzel yer gezdim. Ama şöyle bir bakınca, ben sadece bir çocuğum. Yaşıtlarımla da çok keyifli zaman geçirdim. Şarkılar söyledik, dans ettik. Gün bittiğinde kimse evine bile gitmek istemiyordu. Film çekimleri bittiğinde ise hepimiz ağladık.

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak
Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak

Türkiye'den Gazze'ye yardım eli: Bugün yola çıkacak