• $32,3816
  • 35,0333
  • 2326.25
  • 9142.4
14 Eylül 2014 Pazar 02:03 | Son Güncelleme:

Sanat fabrikasının şalterleri açıldı

Sanat fabrikasının şalterleri açıldı

Ağustos ayında Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’ne getirilen başarılı oyuncu Erhan Yazıcıoğlu AKŞAM Life okurları için yeni görevini ve Şehir Tiyatroları’nın mevcut durumunu değerlendirdi.

Samet ADAY

Birbirinden çarpıcı açıklamalara imza atan Yazıcıoğlu, kendisiyle birlikte sistemin değiştiğini ve Muhsin Ertuğrul kurallarının geri geldiğini söylerken ‘’Sanat fabrikası şalterlerini açtı’’ ifadesini kullandı. Tiyatroyu ekmek parası, televizyonu köfte parası olarak nitelendiren Yazıcıoğlu, Şehir Tiyatroları’nı tekrar eski şaşaalı günlerine geri döndürebilmek için herkesi göreve çağırdı.

- Öncelikle Şehir Tiyatroları’ndaki yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun. Biraz göreve geliş sürecinizden bahsedelim izniniz olursa. Süreç nasıl gelişti. Kısaca anlatır mısınız?
6-7 senedir bu konuyla ilgili bir teklif vardı, ısrar ediliyordu. Ama ben o zamanlar hastalığımla uğraşıyordum ve buna çok zaman ayıramayacağımı düşünüyordum. Hem dizi hem bu görev nasıl gider diye düşünüyordum. Ama artık sonunda öyle bir hâl aldı ki kabul etmezsem olmaz diye düşündüm ve işte kalktık tatilimizi bıraktık. Ağustos ayından itibaren görevdeyiz.

- Geldiğiniz zaman nasıl bir Şehir Tiyatrosu buldunuz? Sizi kapıda karşılayan neydi?
Uzun süredir bir şey yapılmayan, durağan gerileme döneminde çağ yaşayan ve herkesin sorumluluktan kaçtığı, ‘aman bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyen bir kadro. İşten kaçanlar ama maaşı almaya gelince alanlar… Bu durağanlığı bu gerilemeyi kapalı kapılar ardında bırakıp yeni bir enerji getirmeye çalışıyoruz. Getiriyoruz da… Yer yer aksaklık oluyor, dirençler de oluyor ama bu dirençleri kıracağımı düşünüyorum. Herkes özüne dönecek, tiyatroya katkıda bulunulacak.

- Burada ‘Önce bunu çözmeliyim’ dediğiniz sorun neydi?
İlk çözmem gereken motivasyon bozukluğuydu. Çünkü tiyatro oyuncuyla var ve oyuncunun da yaptığı işe motive olması   gerekiyor. Oyuncuların kendilerini ‘aşağıda’ hissetmeleri ilk üzerine gidilecek konu olarak göründü bana. Bunu aşmaya çalışıyoruz. Muhsin Ertuğrul’un bütün yöntemlerini uygulayarak tatlı sert bir hava içinde üretken bir yapıya kavuşmaya gayret gösteriyoruz.

- Uygulayıcı benim ama sistem Muhsin Ertuğrul’un diyorsunuz? Doğru anladık değil mi?
Kesinlikle evet. Atatürk nasıl Türkiye’nin sistemini kurduysa ve biz onu uygulamaya devam ediyorsak Muhsin Ertuğrul da tiyatronun Atatürk’üdür. Şehir Tiyatroları’na Muhsin Ertuğrul’un ruhunu tekrar geri kazandırabilirsek, birçok sorunun zaten kendiliğinden ortadan kalktığını göreceğiz.

‘ÖNCE DENGE!’

- Bir dönem Şehir Tiyatroları’nın kapanacağı konuşuluyordu? Bu süreç hâlâ devam ediyor mu?
Yok öyle birşey. Bu tiyatro yaşayacak. Yaşaması için devlet her yıl dünyanın parasını ayırıyor buraya. Ben de bunları istismar etmeden, denge kurarak idare etmeye çalışıyorum birtakım şeyleri. Önce denge… Bütçemiz gayet yeterli. Sadece bütçeyi doğru yerlerde kullanmak gerekiyor. Bizden öncekiler çok oyun sahnelemekle ve bütçeyi yemekle tiyatro yapılacağını zannettiler. 80 tane oyunla tiyatro olmaz. 20 oyun çıkarırsın az olur öz olur ve senin bütün amacına uygun olur.

- En çok eleştirilen konulardan biri Şehir Tiyatroları’nın özellikle son 15 yılda neredeyse hiç oyuncu yetiştiremediği yönünde. Siz bu eleştirilere katılıyor  musunuz?  Şehir Tiyatroları tekrar ‘yeni oyuncu’ yetiştiren bir kurum haline gelecek mi?
Eleştiriler olmazsa eksikleri ve yanlışları göremezsiniz. Benim katılıp katılmamam birşeyi değiştirmez. Önemli olan dikkate almak, araştırmak, doğruluk payı varsa tedbirlerini almak… Evet bir kısır döngü var ancak inşallah bizim dönemizde bu çark kırılacak. Şehir tiyatroları 10 konservatuvara bedel bir okuldur. Bu okulu doğru kullanan birçok kişi 5-10 yılda oyuncu piyasasının genelini oluşturacaktır.

- Genel havayı kokladığınızda muvaffak olacağınızı düşünüyor musunuz? Özellikle genç oyuncular ‘Tiyatro oyunculara bırakılsın. Belediye yönetimden çekilsin’ diyorlar. Siz bu isteğe hangi pencereden bakıyorsunuz?
Yönetmelikte genel sanat yönetmeni 4. sıradadır ama ben birinci sıradaymışım gibi muamele görüyorum. Şimdiye kadarki idare sistemi ortada. Bir başıboşluk, bir laçkalık… Hâl böyleyken neden bize emanet etsinler ki bu tiyatroyu. Biz kendi emanetimize sahip çıkmamışız ki yıllar içinde gelişen süreçte. Bu adamlarda gökten zembille inmemiş. Biz yönetemediğimiz için gelmişler. Ben iddia ediyorum, iş yaptığımızı, kendi kendimizi idare ettiğimizi görünce onlarda zaten hakkımızı verecekler. Görecekler ki tiyatro iyi yönetiliyor. O zaman biz tiyatroyu gerçek sahiplerine bırakalım diyecekler. Herkes bizi destekliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu destekçilerin içinde. 

KENDİ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMADIK

- Bazı arkadaşlarınız da Belediye’nin Şehir Tiyatroları’na yıllar önce bir darbe vurduğunu ve o darbenin hâlâ devam ettiğini söylüyorlar. Yani bunu bir darbe olarak nitelendiriyorlar?
Kim sebep oldu darbeye? İnsanlar hiç özeleştiri yapmıyor. Sahip çıkmadık kendi değerlerimize. Sahip çıkılmayan yere, her neresi olursa olsun birileri tarafından sahip çıkılır. Benim dönemimle birlikte bu sanat fabrikasının şalterleri açıldı. Bence geçmişe ah vah etmek yerine gelsinler elini taşın altına soksunlar. El ele verip tiyatroyu şaha kaldıralım. Düne değil, artık yarınlara bakalım. Bu tiyatro için neler yapabiliriz bunu düşünelim.

 

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi