• $32,3963
  • 35,0378
  • 2326.81
  • 9071.17
7 Kasım 2014 Cuma 02:04 | Son Güncelleme:

Dış Politika İçeride Başlar

Dış Politika İçeride Başlar

İkinci Dünya Savaşı sonrasında çizilen sınırlar küresel paradigmanın kuşatması altında günden güne eriyip gidiyor. Soğuk Savaş döneminden kalma güvenlikçi ve izolasyoncu politikalar, korunmacı ve indirgemeci yaklaşımlar, uluslararası düzlemde meşruiyetini çoktan yitirdi.

Kerim Aral
kitap.eki@aksam.com.tr

Gelişen teknoloji ve sanal çağ bütün kalıpları, ulusal sınırları, teorileri birer birer yıkıp yok ederken aynı zamanda güçle çizilen sınırların da bir anlamı kalmadığını, bunların adeta kurgusal bir illüzyondan ibaret olduğunu dikte ediyor; hayır etmiyor, sanal bir rüzgâr ağıyla kıtaları birbirine bağlayarak, kitleleri gönüllü hale getiriyor… Son yüzyılda tek başına kalan süper güç ABD’nin, izolasyon ve güvenlikçi politikaların son temsilcisi olması da konuyu önemli bir hale getiriyor. Haritaların bir anlam ifade etmediği günümüzde bu sıkıntıyı dile getirmek de içeriden birilerine düşüyor haliyle… ABD’nin Dış İlişkiler Konseyi (CFR) başkanlığını yürüten Richard N. Haass bunlardan birisi… Haass, Tuti Kitap’tan çıkan yeni kitabı Yeni Amerika’da izolasyon ve güvenlik politikalarının yerine yeni bir kavramı tartışıyor: Restorasyon…

Doktriner bir perspektif

ABD’nin küresel güç olmanın yanında yegane güç olduğunu da dile getirirken izolasyon döneminin trajedilerinden bahsederek artık küresel sınırların dışarıda değil, içeride çizilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bunu “Dünyanın Amerika liderliğine ihtiyaç duyduğu, ancak bu Amerikan liderliğinin önce evini, Birleşik Devletleri düzene sokması gerektiği ve bunun için de dışarıda yapmaya çalıştıkları konusunda daha ölçülü, evinde yaptıklarında da daha disiplinli olması gerektiği düşüncesine dayanır.” şeklinde ifade ediyor. 
Doktriner bir perspektif çizerken, kitabın son bölümünde de restorasyonu ana başlıklarla sıralayarak, çözüm reçetesiyle birlikte sunuyor okurlarına… “Daha az dış politika ve daha çok yerli yatırım ve politika reformu” vurgusuyla başlayan kitapta Haass, “Amerikalılar, Avrupalıların her daim yanılacağı veya Çin’in para biriminin küresel bir rol oynamaya isteksiz kalacağı varsayımı üstüne hesap yapamaz” teziyle de artık ABD’nin hata yapma lüksü olmadığını, birçok alanda Japonya, Çin, Hindistan, Rusya, Almanya gibi güçlerin gerisinde kalmasının da risklerinden bahsediyor. 

Politika değişikliğinin ipuçları

Ortadoğu’da ABD’nin üstlendiği riskin reel karşılığıyla örtüşmediğini dile getirmesi de kitabın hayli ilginç tespitlerinden… Petrol ve enerji ihtiyacının bu bölgede eskisinden daha az olduğunu, oysa terör ve otoriter rejimlerin başıboş hareketlerinin, demokrasi riskini artırmak suretiyle maliyetleri de artırdığını, bu yüzden ABD’nin bütün dikkatini ve enerjisini Asya-Pasifik Bölgesi’nde yoğunlaştırması gerektiğini vurguluyor. Suriye başta olmak üzere, son zamanlarda ABD’deki politika değişikliğinin ipuçlarını da bu kitapta bulmak mümkün… Zaten Barack Obama’nın Mısır darbesi sırasında dile getirdiği “Mısır müttefikimiz değil, ancak düşmanımız da değil.” ifadesi de Haass’ın kitapta sık sık dile getirdiği “riski paydaşlar arasında yayma” stratejisiyle örtüşüyor. ABD’nin eskisi gibi riski maksimize eden tek taraflı girişimlerinin bundan sonraki dönemde minimal ve daha kapsamlı bir hale geleceğini kitabın satır aralarında görebilirsiniz. 

Bir depo zihinsel yakıt

Eğitimle ilgili şu satırları da oldukça dikkat çekici: “Şu anki yaklaşıma göre eğitim, neredeyse tamamen çocuklara ve gençlere yönelik bir şeydir. ABD eğitim sistemini en iyi betimleyen mecaz ‘depoyu doldurmak’ olabilir. İnsanlar liseyi, belki de üniversiteyi bitirdikten sonra hayat yoluna sadece bir depo zihinsel yakıtla çıkıyor ve bir daha da depoyu doldurmak için teşvik veya destek almıyor. ‘18 ila 22 yaşlarındaki bir insanın, mezun olduktan sonra ona hayatı boyunca yetecek ve 20 yıl sonra da nitelikli bir çalışan olmasını sağlayacak kadar bilgi birikimine sahip olması’ fikri ikna edici gelmiyor. Hatta kırkından sonra bile onlarca yıl daha çalışmaya devam edecek, belki altmışlarından sonra bile. Dünyada teknoloji ve pek çok başka şey o kadar hızlı değişiyor ki ‘önden yükleme’ yapılan bir eğitim yaklaşımı hiç mantıklı gelmiyor. O yüzden benim deyimimle ‘üstüne ekleme’ eğitim modelinin benimsenmesi gerekir.” 
Eğitimin bu kadar skolastik bir forma bürünmesinin diğer bütün alanları da etkilediğini düşünürsek, her yönetim modelinin bunu dikkate almasında büyük fayda var. Zira genç nüfusun artış gösterdiği her yerde yeni fikirlerin ve yeni teorilerin daha fazla özgürlük ve mücadele anlamına gelebileceğini de unutmamalı… Fikri sabitenin strateji üretmeye yetmediği durumlar hantal bir ekonomi ve toplum modeline zemin hazırlar ve oralarda otoriteryen, merkezî, oligarşik bir yapının hüküm sürmesi mümkün hale gelir. Hal böyle olunca da Ortadoğu’nun niye bu kadar kan gölü olduğunun da cevabı bulunmuş olur. 

Kendi evini restore etmek...

Haass’ın küresel tezi ise şu: “Günümüz dünyasının en önemli ve umursanmayan özelliği, öngörülebilen gelecekte büyük bir güç çatışmasının oldukça ihtimal dışı olmasıdır. Büyük güç şüphesi, rekabeti ve çekişmesi yok, olmadı ve olmayacak da, ancak bırakın savaş çıkartmayı, kimse bir çatışmaya bile sürüklenmek istemiyor. 20. yüzyıl, iki savaş ve insaflı bir şekilde sıcak savaşa dönüşmeyen bir soğuk savaşla tanımlanıyor; 21. yüzyıl niteliksel olarak farklı kalma vaadiyle başlıyor.”
Özetle; Yeni Amerika bir vizyon kitabı… Stratejik aklın iz sürdüğü kitapta, Amerikan dış politikasını anlama adına politika yapıcı rolü üslenmiş bir ismin tespitlerini dikkate almakta yarar var. Zira “kendi evini restore etmek” küresel bir vizyon iddiasının da kendisidir…

Yeni Amerika 
Richard N. Haass 
Tuti Kitap
192 sayfa

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı