• $32,3252
  • 35,1272
  • 2294.98
  • 9064.08
12 Ekim 2014 Pazar 02:02 | Son Güncelleme:

Yine komedi yapmayı çok isterim

Yine komedi yapmayı çok isterim

Emmy ve Golden Globe adaylığı olan X-Men Origins: Wolverine, Salt, Scream gibi filmlerden tanıdığımız Liev Schreiber’ın başrolünde olduğu Ray Donovan dizisi 12 Kasım’da FX’te yeni sezonuyla izleyiciyle buluşacak. Sezon öncesinde ulaştığımız ünlü aktör AKŞAM Pazar’a konuştu. Schreiber, oyunculuktan önce komedyen olduğunu ve tekrar sahnede komedi yapmayı çok istediğini itiraf etti.

PINAR HİÇDURMAZ
pinar.hicdurmaz@aksam.com.tr

Ray Donovan adlı dizide Ray Donovan’ı canlandıran Liev Schreiber’a Oscar ödüllü Jon Voight (Angelina Jolie’nin de babası) eşlik ediyor. Dizide Ray Donovan Los Angeles’lı bir kriz yönetimi danışmanıdır. Donovan sayesinde Los Angeles’ın ünlüleri, süperstarları, atletleri ve önemli iş adamlarının en karmaşık ve sorunlu problemleri yok oluyor. İlk sezondan itibaren önemli bir izleyici kitlesini ekranlara kilitleyen dizi her sezonda daha da iddialı olmayı başarıyor. Yeni sezona çok az bir zaman kaldı. 12 Kasım’da FX’te başlayacak olan Ray Donovan’da başrolü üstlenen Liev Schreiber’a ulaştık. Hem dizi hem de ailesi hakkında konuştuk. İşte o keyifli sohbetten satırlarımıza yansıyanlar. 

Ülkemizde ‘Her şey Aydınlandı’ adıyla gösterime giren filmde yönetmen koltuğuna oturmuştunuz, fakat bu sefer    aynı zamanda oyunculuk da icra    etmektesiniz. Bir yapımda hem oyuncu hem de yönetmen olmak nasıl bir duygu? 
Benim için en büyük sorun, oyunculuk yaparken monitörleri göremiyor olmamdı. Ayrıca, yönetmen koltuğundayken farklı sahnelerde yapılan doğaçlamaları sonrasında kesip birleştirip bir bütün haline getirebilirsin. Fakat oyunculuk yaparken böyle bir şansın yok. Yine de çekim esnasında bütün ekip size destek vererek bu handikabı bir nebze hafifletmeye çalışıyor.

Dizide canlandırdığınız Ray Danovan karakterinin en büyük sorunu nedir?    Ayrıca, kendi çocuk yetiştirme sitilinizle onunkini karşılaştırabilir misiniz?
Bence Ray’in en büyük sorunu samimi ve açık bir ilişkiyi yürütemiyor oluşu. Bu nedenden ötürü çok büyük acılar çekiyor ve bu durum onun doğal olarak yalnızlığa itilmesine sebebiyet veriyor. Bence bu yaşanılanlar, Ray’in uğraşmak zorunda olduğu en çetin sorun. Ray aynı zamanda olabildiğince iyi bir baba olmaya çalışıyor. Çocuklarını oldukça çok seviyor ve ailesine karşı da fazlasıyla sadık birisi. Ben gerçek hayatta, Ray’in çocuk yetiştirme sitiline göre biraz daha yumuşak kalıyorum sanırım.

FİLMDE OYNAMAK AVANTAJLI

Peki, Ray Donovan adı, bir aktör olarak    siz ve kariyeriniz için ne ifade ediyor?
Öncelikle, bildiğiniz üzere dizinin başarısı ve Ray’in insanlar tarafından benimsenmesi, benim ve ailemin çok fazla göz önünde bulunmasına ve teşhir edilmesine sebebiyet verdi. Bu durum, yerine göre çok keyifli olabiliyorken, zaman zaman da korkunç bir hâl alabiliyor. Yine de bu derece başarılı bir yapımın parçası olmak ve insanların izlerken eğlenebildiği bir projede yer almak her zaman iyi hissettiriyor. Kariyerime olan etkisine gelince; biliyorsunuz bizim sektörde yaptığınız son iş ne kadar iyi olursa siz de o kadar iyi anılırsınız. Ray Donovan karakterini insanlar beğendiğine göre, bu durum benim için de iyi bir referans oluyor. Bir filmde yer almanın dizide oynamaya göre bir takım avantajları olabiliyor. Örneğin, dizi çekimlerinde sezon boyunca -ki bu en az 6 ay sürüyor- aynı yerde yaşamaya mecbur kalıyorsunuz. Fakat film aktörüyseniz böyle bir zorunluluk olmuyor ve dolayısıyla özgürlüğünüze daha fazla kavuşabiliyorsunuz. Artık benim de ilgilenmem gereken çocuklarım var. Bu yüzden bu hayat biçimi benim için daha ideal hale geldi. 

Ray Donovan, bir anti-kahramanın hikâyesini ve gelişimini anlatan en iyi televizyon dizilerinden birisi. Karakterin barındırdığı bu karmaşıklık mı projede yer almanıza vesile oldu? Benzer özelliklere sahip ‘Breaking Bad’, ‘The Sopranos’ ve ‘Southland’ gibi dizileri izlediniz mi? 
Bu projede yer alıncaya kadar kolay kolay televizyon izlemezdim. David Nevins’in tavsiyesi üzerine Breaking Bad’i, arkadaşlarımın yönlendirmeleriyle de Sopranos’u izledim. Bunları da pilot bölümümüzü çektikten sonra izledim. David Nevins’in yönettiği Showtime kanalı program yapımcılığında çok zekice işler yapıyor. Anti-kahraman gibi her iki tarafta da bezi olan karakterleri yaratmak çok iyi bir fikir. Anti-kahramanların çok tutulmasının nedenini, dramatik çelişkilerin kaynağını oluşturuyor olmasına bağlıyorum. 

ZAMANLA SEZGİSEL DAVRANILIYOR

Canlandırdığınız karakterin duygularını kolay kolay belli etmemesi sizin için kolaylık sağlıyor mu yoksa işinizi daha da zorlaştırıyor mu? 
Bu çok zor bir durum. Fakat aynı zamanda oldukça da ilginç. Çünkü düşüncelerini farklı yollarla ifade etmen gerekiyor. Eğer bir insan içten içe duygusal anlamda çok fazla şey hissediyor ama hislerini ifade edebilecek kabiliyeti yoksa anlatmak istediğini içinde bulunduğu çevre ve şartlara uygun bir şekilde dışarı çıkarmak zorunda kalır. Bunu gerçekleştirebilmek için de dengenin iyi kurulması gerekir. Senaryoyu ilk okuduğumda bunu nasıl becerebileceğimden pek emin değildim ama yine de denemenin zevkli olacağını düşünmüştüm. 

Ray Donovan’ı tanıdıkça, birinci sezon ve ikinci sezondaki karakteri oynama  sitiliniz ve yaklaşımınız değişti mi?  
Bu durum tamamen aşinalıkla alakalı. Başlangıçta her konuda analitik düşünüyorsun ama zamanla karaktere, diğer oyunculara ve senaryoya gittikçe alışıyorsun. Bu da daha rahat hareket etmeni ve işini daha kolay yapmanı sağlıyor. Çünkü zamanla düşünmeye gerek kalmadan daha sezgisel davranabiliyorsun.
Örneğin, çekim açısı veya senaryo hakkında daha az kaygı duyabiliyorsun ve bence bu durum karakteri canlandırırken daha doğal olmanı sağlıyor.

Canlandırdığınız karakterleri incelediğimizde tekrar eden bir özellik göze çarpıyor. X-Men’deki canlandırdığınız karakterde de Ray Donovan’da da karakterlerin ilişkilerinde bağlılıktan ve dürüstlükten taviz vermediği görülüyor. Sizce canlandırdığınız karakterlerdeki bu özellikler onların başarılı olmasında ne derece etkilidir? 
Kesinlikle haklısın ve çok iyi bir noktadan yakaladın. Bence, bu durum Ray’in sevdiğimiz bir özelliği.  Ray’a saygı gösterdiğimiz noktaysa o ne kadar çok rezil şeyler yapsa da ailesine duyduğu saygı ve bağlılık onun kötülüğünün önüne geçebiliyor. Bu durum da bizlerin hep kendi hayatlarımızda yaşamak istediğimiz bir şey olduğu için, izleyiciye çekici gelebiliyor.  

PAPARAZZİLERDEN KAÇMIYORUZ

Ünlülerin fotoğraflarının hacklenerek internete sızdırıldığı Celebgate hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce Ray Donovan Hollywood’taki bu sorunu çözebilir miydi? 
Ünlülerin uygunsuz fotoğraflarının sızdırılmasından mı bahsediyorsunuz? 
Evet…    
Kesinlikle tam Ray Donovan’a göre bir iş ve eminim ki bunu çözerdi. Benim ne düşündüğüme gelince; bildiğiniz üzere hem ben hem de eşim ünlü insanlarız, dolayısıyla bu tür skandallar bizleri fazlasıyla etkiliyor. İster istemez kişisel mahremiyetimiz için endişe duyuyoruz. Yıllarca paparazzilerden uzak durmaya çalıştım ama artık eskisi gibi kaçamıyorum. Çünkü artık çocuklarım var ve maalesef çocuklar onlar için tam bir radar görevi yapıyorlar. Biz de mecbur kabulleniyoruz. Başka bir açıdan bakmak gerekirse de; magazin yaptığımız mesleğin doğasında var. Nasıl ki bizler kendi çocuklarımızı beslemek ve büyütmek için çabalıyorsak, onlar da kendi çocukları için çabalıyorlar. Zor bir durum. 

Son zamanlar diziler hem senaryoları hem de çekimleriyle filmlerle yarışıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 
Ben sinemanın yetişkinlere, televizyonunsa çocuklara hitap ettiğini düşünen insanlardandım. Fakat bence artık bu durum tamamıyla değişti. Kendi adıma, artık sinemalardaki büyük bütçeli
yapımların çocuklara, televizyon programlarının ve dizilerinse yetişkinlere yönelik olduğunu düşünüyorum.

SANIRIM ÖLDÜM VE ŞU AN CENNETTEYİM

Yaklaşık 20 senedir bu sektördesiniz, setteki ilk anınızı hatırlıyor musunuz? 
Tabii ki film setindeki ilk anımı hatırlıyorum, rüya gibiydi. Ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Bir Nora Ephron filmiydi ve kadroda birçok popüler film yıldızı bulunuyordu. Steve Martin, Rob Reiner ve Juliette Lewis ilk aklıma gelenler. Sette masanın üzerinde bulunan gıda formundaki paranın tutarı beni benden almıştı. Tütsülenmiş balıklar, süslü meyveler, sebzeler, envai çeşit kahveler... Alt üst olmuştum ve aklımdan geçen tek şey; “Sanırım öldüm ve
şu an cennetteyim” olmuştu. 

BABAMIN GÖREVİ İNSANLARLA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK

‘Çığlık (Scream)’ serisiyle büyüdüm diyebilirim ve o seriyi çok severim. Birkaç cümle de Çığlık için alabilir miyim?
‘Çığlık’ serisinde yer almak benim için tam bir şans ve tesadüftü. O sıralar çok da samimi olmadığım yapımcı Bob Weinstein, bir gün beni görüşmeye çağırdı. Yanına gittiğimde benden kendisine bir iyilik yapmamı istediğini, yapımcılığını üstlendiği bir filmde bana da kısa bir rol vereceğini söyledi. Rol sadece 20 saniye sürecekti ve benim için oldukça kolay olacaktı. Yapmam gereken tek şey sadece merdiven basamaklarından inmekti. İşin içinde parasal kaygı ya da başka bir şey yoktu. Sadece yapmak istedim ve teklifini kabul ettim. Hatta ben bu olayı tamamen unutmuştum, bir sene sonra film Scream adıyla piyasaya sürüldü. İlerleyen bölümlerde bir iki kere daha benzer görevlerim oldu. 

Geçmişte hiç komedi rolünde yer aldınız mı ya da bundan sonraki kariyerinizde komedi yer alacak mı?  
Dürüst olmak gerekirse, seyircilere bir buçuk saatlik bir komedi şovu yapmayı her zaman tercih ederim. Aslında ben komediyle başladım. Kendi yazdığım monologları oynuyordum. Sahnede, seyircilerin önünde canlı komedi şovu icra etmek, geçmişten özlediğim şeylerin başında geliyor. Gelecekte de yine komedi yapmayı çok isterim. 

Çocuklarınızın nasıl bir iş yaptığınızla ilgili bilgileri var mı? Varsa oyuncu olmak gibi bir eğilimleri var mı? 
Benim ne iş yaptığımı tam olarak anladıklarından emin değilim. Geçtiğimiz gün Sasha bir arkadaşıyla futbol oynuyordu. Arkadaşı “Babanın çok fazla parası olduğu doğru mu?” diye sordu. Bunun üzerine Sasha’ya baktım, çaktırmadan kafamı salladım. O da arkadaşına “Hayır, hayır, insanlar sadece babamım fotoğrafını çekiyorlar” dedi. Bence onun benim işimle ilgili düşüncesi bundan ibaret; ‘babamın görevi insanlarla fotoğraf çektirmek.’ Çocuklar bir araya
geldiklerinde kendi aralarında yaptıkları muhabbet çok ilginç oluyor.

Şu sıralar uğraştığınız    başka projeler var mı? 
Doğruyu söylemek gerekirse şu an Tom McCarthy ile ‘Spotlight’ isimli bir filmde çalışmak üzere Boston’a giden trendeyim. 
Film, Boston Globe’da yer alan rahip taciz skandalıyla ilgili. Bence gerçekten güzel bir hikâye. Gazeteleri ve gazetelerin toplumdaki fonksiyonunu sorguluyor.
Kadro da oldukça kaliteli, Mark Ruffalo, Michael Keaton, Rachel McAdams ve John Slattery gibi isimler var. 

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'