• $32,3394
  • 35,1649
  • 2308.88
  • 9079.97
23 Haziran 2013 Pazar 02:00 | Son Güncelleme:

Sünnet, dini bir emir değil midir?

Sünnet, dini bir emir değil midir"

Kaan Göktaş, geçtiğimiz ay yayımlanan ‘Oldu da Bitti Maşallah’ adlı kitabında sünnetin Kuran’da yer almadığına ve sağlıklı olmadığını iddia ediyor. “Sünneti kabul etmek Kuran’a karşı gelmektir” diyen Göktaş’la konuştuk. Tartışmalı iddialarını, İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, psikiyatr Doğan Şahin ve sosyolog Ayşegül Taşıtman’a da sorduk.

    SİBEL ATEŞ YENGİN
    sibel.ates@aksam.com.tr

Kaan Göktaş, bugüne dek pek tartışılmayan ‘sünnet’in dini ve tıbbi yönden gerekliliklerini araştırmış. Çeşitli gazete ve dergilerde serbest yazarlık yapan Kaan Göktaş’a yeni kitabındaki iddiaları sorduk; işte anlattıkları:

SÜNNET KONUSU TABU

Dünyada sünnet kadar tabu haline gelmiş başka bir konu yok. Bugün Müslümanlar namazı, orucu, kurban kesmeyi tartışıyor. İslâm’ın temel pratikleri üzerinden tantanalar kopuyor. 20-30 yıldır reformist Müslümanlar “Hadisleri kabul edelim mi, etmeyelim mi?” diye tartışıyor ama herkes için uygulanan sünnete kimse sesini çıkarmıyor. Kitapta sünnetin hem tarihsel, hem dini yönünü irdeledim. Sünneti reddediyorum çünkü ilkel bir gelenek. Ayrıca insanın vücut bütünlüğüne, rızasını almadan, geri dönüşümsüz bir biçimde zarar veriyorsunuz. Bu işlemi de sünnet olacak kişinin çocuk ya da bebek olmasını kullanarak yapıyorsunuz. 

HZ. MUHAMMED SÜNNETLİ Mİ?
 

Hz. Muhammed’in sünnet edildiğine dair hiçbir kanıtımız yok. Edilmediğine dair kanıtımız da şöyle: Hadis ve siyer kitaplarında tuvalete hangi ayağıyla girdiğinden hangi yemeği sevdiğine tüm detaylar var. İlk halifelerin, ilk Müslümanlar’ın hayatını anlatan İslam tarihi kitaplarında sünnete dair ne bir kanıt, ne bir ima vardır. Halife Ömer, Yahudiler’in sünnet düğününe katılmayı bile yasaklamış. Sonradan Müslüman olanlar için bile “Sünnet edelim mi?” diye sorulduğunda “Hayır” cevabını veriyor. 

İNSAN KUSURSUZ YARATILMIŞ

İnsanın, Allah tarafından yaratıldığına inanıyorsak sünneti kabul ederek onun yarattığına karşı çıkıyorsunuz. Eğer evrimsel açıdan bakıyorsak da insan en mükemmele doğru evrimleştiği için sünnet derisi milyarlarca yıldır insanın doğal ve yaşayan canlı bir parçasıdır. Kur’an, açıkça “İnsanı en mükemmel şekilde yarattım. Benim yarattığımın üzerinde değişiklik olmaz” diyor. 

UYDURULMUŞ HADİSLER VAR

Peygamber’in ve onu yakından tanımış halifelerin ölümünden 200-250 yıl sonra uydurulmaya başlanmış ve kayda geçirilmiş hadisler var. Bu hadislerde Peygamber’in “7 yaşında da, 70 yaşında da olsanız sünnet olunuz” ya da “Sakallarınızı kesin, kasık tıraşı olun, sünnet olun” dediği yazar ama bunların hepsi uydurulmuş hadislerdir. Hadis uydurucular bilinir ve sabıkalıdır. Tevrat’ta İbrahim’in hikâyesi anlatılırken sünnet edildiğinden bahsedilir. Ama Kuran’da İbrahim’in sünnet edildiği yoktur. O zaman “Tevrat tamam da, Kur’an mı eksik?” diyeceğiz. Tevrat’ta bu önemli detay varken Kur’an’da niye yok? Tevrat’taki bilgi sonradan eklenmiş. Zaten bilimsel veriler de Tevrat ve İncil’in sonradan değiştirilmiş olduğunu söyler. 

DOKTORLAR NE DİYOR?

Tıp uzmanı değilim ama taradığım kaynaklarda bir grup doktor ‘hijyen’ üzerine tez üretiyor. Önce de “AIDS’i önler” deniyordu. Bu saçma teori de çürütüldü. Bir grup doktor bilimsel düşünüyor ve “Sünnetin hiçbir faydası yoktur. İleride apandisit patlayabilir o zaman apandisti de almamız lazım, bademcikler enfeksiyona neden olabilir o zaman onu da alalım!  Önleyici tıp bu değildir. Ayrıca hem hasta, hem çocuk haklarına da aykırıdır” diyor. Ama mahalle ve toplum baskısı olduğu için rahatlıkla ifade edemiyorlar. Bir grup azınlık doktor, ne yararlıdır, ne yarasızdır düşüncesinde ve “Tıbbın temel ilkesi önce zarar vermemektir” diyorlar. Dünyada milyarlarca sünnetsiz erkek var ve bu erkeklerin sünnetsiz oldukları için herhangi bir hastalığa yakalandıkları ya da öldüklerine dair herhangi bir bilimsel tıbbi kanıt yok. 

ALMANYA YASAKLADI

Almanya sünneti yasakladı. Kıyamet koptu. Çok ilginçtir ki Yahudiler ve Müslümanlar her konuda birbirlerini gırtlaklar ama sünnet konusunda kol kola Alman Hükümeti’ne karşı yürüdüler. O birlikteliği Filistin ya da dünya barışı için gösterseler şu an dünyada barış sağlanmıştı. 
ABD’de de sünnet yapılıyor olması da Yahudi lobisinin ürünüdür. 

ERKEN BOŞALMA VE HASTALIKLARDAN KORUR
Ali Rıza Demircan-İlahiyatçı 


Peygamberimiz, Kur’an’ın “Önceki Peygamberlerin izinden git” şeklindeki emrine muhatap olmuştu. Hz. İbrahim’in çok ileri yaşlarında sünnet olduğu bilgisine de erdirilmişti. Bu ilahi emir ve bilgi çizgisinde yaptığını kabul edebileceğimiz bir açıklamasında şöyle buyurmuştur: “Beş şey fıtrattandır: (Yaratılışı bozma niteliği taşımadığı için bütün peygamberlerin şeraitlerinde yer alan ve yapılabilirliği onaylanan, öğütlenen işlerdendir.) 
  Sünnet olmak, 
 kasıkları tıraş etmek, 
 bıyıkları kısaltmak, 
 tırnak kesmek,  
 koltukaltı kıllarını kesmek. 
Bazıları Nisa suresinin 119. ayetinden hareketle sünneti yaratılışı değiştirme ve şeytani bir işlem olarak görür ki bu, hatalı bir yaklaşımdır. Ayrıca, cinsel organı kaplayan deri, salgıladığı yağla fena bir koku yayar, mikrop barındırır ve hastalıklara sebep olur. Ayrıca erken boşalmaya neden olur, kadının cinsel hazzına da engel olur.  

SÜNNET TRAVMAYA NEDEN OLUR MU?
Psikiyatr Doğan Şahin


Sünnetin psikolojik travmaya yol açıp açmayacağı ne zaman ve ne nasıl yapıldığına göre değişir. Doğumdan sonraki ilk aylarda ve anestezi uygulayıp acı vermeden yapılması durumunda travmatik etkisi olmaz. Ama çocuğun penisini kaybedebileceğine, kesilip elinden alınacağına ilişkin gerçek dışı korkularının olabildiği 3-5 yaşları arasında, “Keseceğiz, tutun şunu” gibi korkutularak, sonrasında da çocuğa gerekli açıklamalar yapmaksızın ve endişelerini yatıştırmaksızın, tutup, zorla ve bir de anestezi filan yapmaksızın uygulanırsa oldukça travmatik olabilir. Aslında son derece doğal ve günlük yaşamın parçası olan şeyleri bile çocuk için travmatik hale sokabilmeyi beceren bir toplumuz. Birçok çocuk için yemek yedirmek bile travmatik bir hadiseye dönüşebiliyor. 
Sünnet cinsel hazzı toplamda azaltmaz. Penis başını ortaya çıkardığı için daha kolay uyarılma sağlayabilir. Hatta ülkemizde erken boşalmanın Batılı toplumlara göre daha fazla görülmesinde sünnetli olmanın da etkisi olduğu söylenebilir.

ERKEKLER CEMAATİNE GİRİŞ
Sosyolog Ayşegül Taşıtman

Önümüzdeki 2-3 ay boyunca sokaklar, belediyelerin düzenlediği toplu sünnet törenleriyle dolup taşacak. Hatta şimdiden kayıtlar başlamış bile! Erkekliğin kamusal alanda görünür kılındığı toplu sünnet törenleri, erkekliğin nasıl kurgulanarak meşruluk kazandığını, özellikle içinde bulunduğumuz toplumda birtakım dini ve kültürel ritüeller aracılığıyla da bu kurgunun, inşa edilerek nasıl bir ‘erkeklik miti’ yaratıldığına ilişkin iyi bir örnek teşkil ediyor. 
Sünnetin dini ve son zamanlarda popüler olan ‘tıbbi’ bir gereklilik olduğu düşünülse de aslında sünnet, tamamen toplumsal kaygılardan dolayı günümüzde bir tür gelenek olarak devam ediyor. Erkekliğe geçiş olarak kabul edilen ve günler öncesinden şehzade gibi giyinip kuşatılan çocuğun kulağına fısıldanan “Artık erkek oluyorsun” söylemi, çocuğun bu inancı benimsemesini zorunlu kılıyor. Sünnet geleneğe bağlılık, babaya itaat, toplum/mahalle baskısı, çocuğun okulda ve sonraki dönemde askerlikte yaşacağı sıkıntılı durumlar gibi etmenlerle ilişkilendirildiğinde çocuk, erkekler cemaatine girmesi konusunda bir nevi teşvik ediliyor. 
Söz konusu olay yüzyıllardır, ‘sözde’ kusursuz olarak süren bir gelenek. Dolayısıyla ailenin hem bu geleneğe uyduğunu, hem çocuklarının ‘erkek’ olduğunu ‘çevresine’ ispatlaması gerekiyor. Yoksa neden, esasen tıbbi olan bu operasyon törenlerle, eğlencelerle bir kutlama havasında geçsin ki? 
Din evet, bir gerekçe olarak gösterilebilir ancak sünnetin çıkış hikâyelerine de bakıldığında (birden fazla hikâyesi vardır) asıl mesele bir tür aidiyettir ve bu aidiyetin temelinde ‘erkeklikle’ kurulan ilişki yatmaktadır.

 

 

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'