Burhancan Terzi
canburhanterzi@gmail.com
RODOSLULAR tarafından milattan önce 7. yüzyılda kurulan ve ülkemizin en önemli şehirlerinden Antalya’da bulunan, Kemer yakınlarındaki Phaselis kentinden kalma antik tiyatroda unutulmaz bir gece yaşadık. Bu yıl sekizincisi düzenlenen ‘Phaselis Sanat Etkinliği’ Martı Hotels & Marinas sponsorluğunda gerçekleşti. Belediyeyle el ele vererek tarihin yok olmaması ve canlı kalması için elini taşın altına koyan Martı Hotels yönetimi tarihi yapıları bozmadan antik tiyatro ve çevresinde önemli çalışmalar yaparak bu etkinliğin var olmasını sağlamış. Phaselis’te Bizans döneminden kalma ‘Su yolu’ndan antik tiyatroya geçiş için kentin dokusuna uygun bir merdiven yapılarak organizasyonun en önemli parçalarından biri meydana getirilmiş.
GURUR DUYUYORUZ
8. Phaselis Sanat Etkinliği’nin açılış
gecesinde sahne alan İzmir Barok Grubu’nun müthiş konserine geçmeden önce organizasyonun mimarlarından Emre Narin’le konuşma fırsatı buldum. Martı Hotels Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin, gayelerinin sanat ve tarihi sevenleriyle buluşturmak olduğunu ve bu etkinliği gerçekleştirmekten gurur duyduklarını ifade etti. Sohbetimiz daha sonra Pers’ten Roma’ya birçok medeniyete tanıklık etmiş Phaselis’in tarihi üzerine devam ederken konser saati gelip çatmıştı.
OSMANLI VE FRANSIZ SARAYLARI
Günümüzde birçok enstrümanın atalarıyla sahnede olan İzmir Barok Grubu, amaçlarının ülkemizde ‘Barok Müziği’ni sevdirmek ve hedeflerinin büyük kitlelere ulaşmak olduğunu belirtip şöyle dediler: “Bu gece sizlerle 16 ve 18. asırlar arasında Osmanlı ile Fransız saraylarında çalınan parçaları buluşturacağız.” O an Kanuni Sultan Süleyman’dan Genç Osman’a; Fransuva’dan Napolyon’a aklımdan isimler geçmeye başladı. Ve kendimi onların yerine koyup, onlar gibi parçaları dinlemek istedim.
Belki Phaselis Antik Tiyatrosu’nun insanı geçmişe götüren etkisi de bunu tetikledi. Ve İzmir Barok Grubu’nun üyeleri enstrümanlarını eline aldı. O andan itibaren bir İstanbul’a bir Avrupa’nın göbeğine gidiyordum. Harikaydı; müzik ve oturduğun taşla bir bütün olup tarihi hissetmek… Uzak coğrafyaların aynı dönem saray müziklerinin çalındığı gecede; Lully, Gazi Giray Han, G. Frescobaldi, J. Dowland, D. Cantemir, Buhurizade Mustafa Itri, H.Purcell, Ali Ufki Bey, J.B.de Boismortier, Derviş Frenk Mustafa gibi ünlü bestecilerin eserleri ve Tamburi Mustafa Çavuş’un unutulmaz “Hisar Buselik Şarkı-Dök Zülfünü Meydana gel" eseri büyülü atmosferde yankılandı.
Konserin ardından modern dünyaya döndük. Günü yaşamak güzel fakat geçmişin
izlerini her an içinde taşımak çok güzel…