• $32,3665
  • 34,9806
  • 2325.27
  • 9079.97
29 Eylül 2013 Pazar 03:11 | Son Güncelleme:

Dünyayı değiştiremedi ama dünya da onu değiştiremedi

Dünyayı değiştiremedi ama dünya da onu değiştiremedi

Her sabah olduğu gibi o sabah da sporunu yaptı Tuncel Kurtiz ve ardından eşinin hazırladığı kahvaltı sofrasına oturdu...

GİZEM COŞKUNARDA
gizem.coskunarda@aksam.com.tr

Menend Kurtiz duyduğu sesle mutfağa koştu... Sonrası hüzün, sonrası gözyaşı... Yılmaz Güney’in sayesinde sinemadan kopmamıştı Kurtiz. Onun filmlerinde beraber oynadığı rol arkadaşı Tarık Akan, haberi alır almaz Etiler’deki evine koştu, ancak kapıda yığıldı kaldı, ağlamaktan içeri giremedi. En yakın arkadaşının ani gidişiyle şoke olmuştu... Bu bir ölüm değil, bu bir gidiş olabilirdi ancak. Çünkü Kurtiz’in de dediği gibi “İlk hayatla ikincisi arasında bir ömür vardır. Hiçbir şey  bitmez, her şey değişir.” Bir gece önce genç ahbaplarıyla buluşup, şarkılar söyleyerek Neşet Ertaş’ı anmıştı... Ölmedi usta, çok sevdiği Ertaş’ının ve ‘Bir gün ölürsem eğer, Yılmaz Güney’i göresim gelmiştir” dediği Yılmaz’ının peşinden gitti... 

RAMİZ DAYI DEĞİL, ŞEYH BEDREDDİN!

1936 yılından bu yana geçirdiği 77 senelik ömrüne bir sayfada yazıp bitiremeyecek kadar çok şey sığdırdı... Yeni jenerasyon onu Ramiz Dayı olarak tanısa da, çoğunluğun hem kalbine hem zihnine Şeyh Bedreddin Destanı’yla kazındı... 1964’te ilk sinema filmi Şeytanın Uşakları’nda rol aldı, ilk yönetmeni Orhan Günşıray oldu. 1967’ye kadar 30 filmde oynadı. Yılmaz Güney ve Tuncel Kurtiz sıkı dosttu, evren onların samimiyetine inanmış olacak ki askerliği de beraber yaptılar. Güney, önce terhis oldu ve Kurtiz’e izine geldiğinde“ ‘Umut’ filmini çekeceğiz” dedi. Kurtiz rapor aldı ve filmde oynadı, işte böylelikle başladı ustanın gönüllü sürgün hayatı. Filmin yurtdışına çıkarılmasına yasak gelmişti. Cannes Film Festivali’nde yarışacaktı oysa…  Yılmaz Güney’in de yurtdışına çıkma yasağı vardı, tıpkı filmi gibi… Ancak Kurtiz’in yoktu. Yıllar sonra bir röportajında şu cümleleriyle açıkladı sanatçı, ‘Umut’ filminin kaçırılma hikâyesini: “İyi ki gitmişim. Çünkü ben gitmeseydim film gösterilemeyecekti. Bobinler karmakarışık sarılıp bavula konulmuştu. Filmi bilen tek insan bendim orada. Doğru sıralamayı yapana kadar canımız çıktı. Ama yetiştirdik filmi. Yılmaz, o sırada filmi kaçırmaktan içeri alındı. Filmi kaçıran aslında Arif Çiçek’ti, ben takdim ettim. Dönmedim sonra Türkiye’ye, nereye dönüyorsun. Ne diyeceğim ben, kaçırmadım mı diyeceğim. Arif mi kaçırdı diyeceğim filmi.”  Uzun bir süre İsveç’te yaşadı. Yurtdışında bir çok ülkede Şeyh Bedreddin Destanı’nı sahneledi. Yine Viyana’da aynı oyunu sahnelediği bir gün dönemin bakanlarından Fikri Sağlar, gitti Kurtiz’in yanına, ne istediğini sordular. Tuncel Kurtiz ise ‘Bedreddin Destanı’nı oynuyoruz, isterseniz Türkiye’ye çağırın geleyim” dedi. Öyle de oldu, Sağlar çağırdı, Kurtiz ve ekibi geldi oynadı. İşte o zaman, eşi Menend Hanım’a aşık oldu ve Türkiye’de kalmaya karar verip evlendi. Tuncel Kurtiz’in aşka saygısı çok büyüktü. O muhteşem ses tonuyla okuduğu dizelerden birinde şöyle diyordu; “Beni herkes sevdaya asi sanır. Oysa aşk beni nerede görse tanır.  Hüzün tanır, zulüm tanır, ölüm tanır, yüzüm yüzünden utanır.” 

O ASLINDA HİÇ ŞİİR YAZMADI

Kurtiz, Nazım Hikmet’ten, Can Yücel’e bir çok ustanın şiirlerine ses verdi. Öyle derinden, öyle yürekten okurdu ki, birçok şiir onun adıyla bütünleşti. Oysa bilinenin aksine Kurtiz, hiç şiir yazmadı. Senaryoları arasında yer alan ‘Gül Hasan’la En İyi Senaryo Altın Portakalı’nı da ödülleri arasına kattı. Tek Altın Portakalı bu değildi, 2011 yılında Hayat Boyu Başarı ödülüne layık görüldü. Fatih Akın’ın ‘Yaşamın Kıyısında’ filmiyle büyük övgü topladı. Yaşı olmayan sanatçı hiç yorulmadı ve hep çalışmaya devam etti, evinin mutfağında düşüp de bu dünyadan gidene kadar. Gençlerin Ramiz Dayı’sı oldu son yıllarda. Ezel dizisinde Kenan İmirzaloğlu’yla birlikte rol aldı. Oscar Wilde’ın “Herkes öldürür sevdiğini” adlı şiirini okudu dizinin bir bölümünde, aylarca konuşuldu. Magazin basını onu daha yakından takip etmeye başladı. Şaşırdı şaşırmasına bu duruma ama kimseyi terslemedi. En doğal hali ve sırt çantasıyla yürüdü sokaklarda, fotoğraflarının çekilmesini umursamadan. Bir gün belediye otobüsünde görüntülendi ve bu durum olay oldu. Ancak o şu yanıtı verdi; “Bu otobüs de benim Maserati’m, halkımla birlikte kullanıyoruz.” Her gün Beşiktaş otobüsüne biner oradan da Kabataş’a kadar yürürdü. Finükülerle, Muzaffer’in yanına gidip tavla oynardı… Ne kadar çalışırsanız çalışın mutlaka 8 saat uyuyun diye nasihat ederdi dostlarına… Şimdi o derin bir uykuya daldı. Onunla birlikte kapanan gözlerin önünde muhteşem bir oyunculuk, kulağında ise Siyah-Beyaz adlı filmde o muazzam sesiyle dillendirdiği dizeleri kaldı; “Dünyayı değiştirmek için yola çıktık. Olmadı dünyayı değiştiremedik. Dünyayı değiştiremedik ama dünya da bizi değiştiremedi.” 

SANAT CAMİASI YASA BOĞULDU

Timur savcı
Çok sevdiğimiz, değerli ağabeyimizi kaybettik, çok üzgünüz. Acımız daha çok yeni, söylenecek bir şey yok.

Derya Alabora
Çok üzgünüm hemen evine gittim.  Çok keyifli, bilgili, yetenekli, yeri doldurulmayacak bir insandı. Birçok festivale gittik ve birlikte bir çok projede yer aldık, çok neşeli biriydi. Artık öyle birinin olmaması kötü, zor, çok acı… Seveninin çok olduğunu düşünüyorum, Allah sabır versin herkese.

Ali Poyrazoğlu
Muhteşem bir oyuncu, düşünce adamı ve maceraperestti. Meslek hayatında büyük risk alarak kurduğu hayalleri gerçekleştirirdi. Tuncel Kurtiz hakkında ne söylemek istersiniz diyenlere cevabım; “Siz düşünün, Tuncel Kurtiz’i nasıl takip ettiniz, onun anlattıklarından neler biriktirdiniz ve onları nasıl sakladınız hafızanızda…”

Ferhan Şensoy
Hepimizin başı sağolsun. Tuncel Ağabey dünya çapında bir tiyatro oyuncusu, dünya çapında bir sinema oyuncusuydu. 5 yıl birlikte çalıştık. Ben ve arkadaşlarım ondan çok şey öğrendik. Bir ustamız daha gitti.

Haldun Dormen
Tuncel Kurtiz’in vefat ettiğini Mersin’de provalarda öğrendim. İlk 1962 yılında ‘Şahane Züğürtler’de karşılıklı oynadık. Çok keyifle oynadığımız bir oyundu.  Benim en sevdiğim oyundu, orada müthişti. Çok iyi bir dostumu kaybettim. İnandığımız, güvendiğimiz bir insandı. Son yıllarda çok görüşemedik duyduğum anda haberi şoke oldum.

Melike Demirağ
İşte hayat böyle, bir varız bir yokuz. Benim sevgili dostum, geçmişimin güzel insanı onu son kez göremeden gittiği için üzgünüm. Artık filmleriyle yaşayacak. Ben ölümün son olmadığına ruhların sonsuza kadar yaşadığına inanırım. Ama öbür dünyada görüşmeden evvel bu dünyada onu çok özleyeceğim. Bütün Türkiye insanının başı sağolsun diyorum.

Fatoş Güney
Çok büyük şoktayım, yeni öğrendim. Yılmaz Güney’in sevgili arkadaşıydı, benim sevgili dostumdu. Hayattaki ender dayanaklarımdan biriydi. Çok büyük bir oyuncu, çok büyük bir yürekti.

Halil Ergün
Çok üzgünüm, şimdi öğrendim. Hayatımda çok önemli izler bırakmış bir sanatçımızdı. Ben ilk profesyonel adımımı sahnede onun yanında attım. O yıldan bu yana ilgiyle, merakla izlediğim bir sanat adamıydı. Sadece bir oyuncu değildi, aynı zamanda derinliği olan bir sanat kütüphanesiydi. Bence bütün sanatçılar erken gider, erken kaybettik. 

77 YILDA TUNCEL KURTİZ

- 1 Şubat 1936’da İzmit’te doğdu. 
- 9 yaşında babasıyla birlikte Amerika’ya gitti ve bir süre orada yaşadı.
- 14 yaşında Erdemit’e döndü. Babası okuması için İstanbul Kabataş Lisesi’ne göndermek istedi. O daha kolay kaçılıyor diye Haydarpaşa Lisesi’ni seçti. Okuldan sonra  Beyoğlu’na kaçıp içki içtiği için kendisini Sait Faik Abasıyanık’a benzetti. 
- Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde okudu. O dönem birlikte olduğu sevgilisi öğretmen olmasını isteyince filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı. 
- 1958 yılında Yılmaz Güney’le arkadaş oldu ve Güney ölene kadar bir gün bile yanından ayrılmadı. 
- İlk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başladı. 
- 1964 yılında ilk sinema filmi Şeytanın Uşakları’nda rol aldı. 
- ‘Umut’ filmini çektikten sonra, yasaklı olmasına rağmen Cannes Film Festivaline sundu. 1970 ve 78 yılları arası Türkiye’ye hiç dönmedi. İsveç’te yaşadı.
- 1978’de İstanbul’a geldi; ancak, 12 Eylül dönemiyle tekrar yurtdışına çıktı. Bu yıllarda hep yurtdışında çalıştı. 
- 1986 yılında Berlin Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı. 
- 2006 yılında Asi adlı televizyon dizisinde rol aldı ancak 2009 yılında Ezel adlı dizide oynayarak tüm Türkiye’nin Ramiz Dayısı oldu.
- Son olarak Muhteşem Yüzyıl dizisinde  Ebussuud Efendi karakteriyle çıktı izleyici karşısına. 
- Çalışmadığı dönemlerde doğa içinde yaşamayı seven Kurtiz, varını yoğunu yatırdığı Edremit’teki Zeytinbağı adlı butik otelinde günlerini eşi ve kayınbiraderiyle geçirdi. 
- 27 Eylül 2013’te İstanbul Etiler’deki evinde düşerek başını çarpması sonucu 77 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür