• $32,3925
  • 35,0918
  • 2326.9
  • 9119.32
21 Eylül 2014 Pazar 02:04 | Son Güncelleme:

Müzik camiasının starıyım

Müzik camiasının starıyım

Besteci, söz yazarı, solist, enstrümanist, aranjör… Sezen Aksu’dan Tarkan’a, Ajda Pekkan’dan Kenan Doğulu’ya aklınıza gelebilecek bütün starlar, albümleri ve sahneleri için onu tercih ediyor. İsmi pek bilinmese de bestelediği ‘Gemiler’, ‘Son Bir Sigara İçelim’, ‘Rüyalar’ pop müziğimizin klasik eserleri arasına girdi bile. “Müzikle doğdum müzikle öleceğim” diyen Ercüment Vural son olarak ‘İzler’ adlı bir albüm çıkardı. Biz de sesi güzel, sözü güzel, müziği güzel bu adamın hayatındaki izlerin peşine düştük.

ARZU AKYOL
?arzu.akyol@aksam.com.tr

 

 Herkesin bildiği ve çok sevdiği şarkıların yaratıcısısınız. … Sizin için “Müzisyen mi müzisyen, sesi güzel, besteleri bir başka güzel, bir sürü enstrüman çalıyor, yetenek yüklü bir insan. Niye bu kadar az tanınır?” demişler. Siz hiç sormuyor musunuz bu soruyu kendinize?
Hayır, hiç sormuyorum. Doğduğumdan beri müzik yapıyorum ve ölene kadar da yapacağım ama ben mutfakta olmayı seçtim. Televizyonlardaki şov programlarında olmak, her yaptığımın izlenmesi, rahatça bir yere gidememek… Bunlar beni rahatsız eder. Özgür bir ruhum var. Ancak şunu söyleyeyim; ben müzik camiasında starım zaten. Sadece müzisyenler değil iyi müzik dinleyen herkes de biliyor beni. Mesela Rüyalar Anadolu’nun her şehrinde bilinen bir şarkı. Isparta’ da bir caz konserinde “Rüyalar’ı çalmayacak mısınız?” diye sordular. Ardından bir çift geldi ve “Bu şarkı sayesinde tanıştık ve evlendik” dediler. Gurur duydum. 20-25 çifti evlendirmişim ‘Rüyalar’ ile. 

- En başa dönsek ve yolunuzu açan karşılaşmaları sorsak…
Samsun’da doğdum. Çocukluğumda Samsun’da Amerikan radarı vardı ve orada çalışan Amerikalıların hafta sonu eğlencelerinde Amerikalı caz grupları çalardı. Dolayısıyla Samsun’da doğmak bir şanstı. Aslında bu konuda en büyük şansım okuduğum ilkokuldu. Deneme ilkokuluydu. Piyano, spor salonu, sinema salonu, laboratuvar vardı. Müzik öğretmenimiz ayrıydı. İlk enstrümanım ilkokul birinci sınıfta tanıştığım mandolindi. Sonra arada bir okuldaki piyanoyu kurcalamaya başladım. İlkokul 3. sınıfa giderken annem bir akordeon aldı ve tuşlu çalgılara bu akordeonla başladım. Mahallemizde bir abimizin rock grubu vardı. Rahmetli  Ali Utkan çok iyi bir müzisyendi. Bana bir gitar hediye etti. Bu karşılaşmalar önemli...

BİZDE ‘ÇALGICI’ DİYE AŞAĞILARLAR

- Bir müzisyen emeğinin karşılığını alabilir mi?
Ben büyük paralar kazanmıyorum. Manevi olarak istediğim yerdeyim ama maddi olarak daha iyi olmayı isterdim. Hiçbirimiz memnun değiliz.

- Bir yandan büyük paralar da kazanılıyor…
O kazananlar popüler müzik yapanlar. Ben sanatçılardan bahsediyorum. Düşünün ‘Kızına sahip çıkmazsan ya davulcuya varır ya zurnacıya’ diye sanatçıyı aşağılayan bir atasözümüz var. Müzisyen ‘çalgıcı’ diye aşağılanır bizde. 

- Siz de yaşadınız mı böyle bir aşağılanmayı?
Birebir yaşamadım ama böyle. 4 yıl Avusturya’da yaşadım. Bir gün bir mekânda Avusturya Başbakanı Franz Vranitzky ile karşılaştım ama tanımadım. Muhabbet ederken öğrendim başbakan olduğunu. Bana ne iş yaptığımı sordu. “Piyanistim” deyince adamın tavrı 180 derece değişti. Çeki düzen verdi kendine. Orada gördüm ki piyanist olmak önemli bir şey. Burada da tam tersi oluyor. Biriyle tanışıyorsunuz, bilginize, birikiminize saygı duyuyor ama müzisyen olduğunuzu öğrenince tavrı olumsuz anlamda hemen değişiyor. 

ROCK'IN BİR RUHU VAR

- Yeni albümünüzün adı neden  ‘İzler’?
Çünkü bu şarkılar müzikle dolu bir hayatın, yaşanmışlıklarımın izleri…

- Biraz anlatır mısınız İzler’i?
İzler albümünde 7 şarkım var. 7 benim için çok önemli bir rakam. Albümün tarwzı için hard rock’la indie’nin karışımı diyebilirim. Pop gibi tınlayan bir rock ama neticede rock. ‘Gemiler’, ‘Rüyalar’, ‘Son Sigara’ gibi benim jenerasyonumun şarkıları da var, yeni yaptığım bu zamanın duygularına ait 4 şarkı da var. Ayrıca sadece 5 enstrüman kullandım; iki gitar, bir basgitar, bir davul bir de klavyeli çalgılar… Bu anlamda da rock müziğinin gereklerini yerine getirdim. Türkiye’de bazı gruplar dışında, yapımcılar ‘satsın’ kaygısıyla, arabesk kemanlar, darbukalar, neyler, klarnetler sokup bunu rock diye sunuyorlar. 

- Buna karşı mısınız? 
Kötü olur diye bir şey yok, müziği kategorize etmek doğru değil ama o zaman rock olmaz. Ona başka bir isim bulmak lazım. Rock protest bir müzik, bir ruhu var. 

- Latin müziğinizden caza, poptan alaturkaya pek çok tür çalıyorsunuz. Müzikteki bu buluşmalar, sentezler ne anlama geliyor sizin için?
Sanat arayıştır. Bu arayışlardan doğal olarak bazı sentezler çıkar. Ama ben sentez kelimesini çok fazla sevmiyorum. Biraz ucuzlatıldı o kavram. Bağlama çalan biriyle bir piyanist bir araya geliyor; piyanist bildiği kadar caz çalıyor, diğeri de üzerine bağlama ama cazı hiç bilmiyor. Bunun adına da doğu-batı sentezi diyorlar. Ama bilmeden yapılınca iş çok ucuzlamış oluyor. 

DIŞARIDA HİYERARŞİ KURARSAN SAHNEDE BAŞINA İŞ GELİR

- Popüler müzik yapan birçok şarkıcıyla çalışıyorsunuz…
Aklınıza kim geliyorsa hepsiyle… Hepsi yakın dostum…

- “Çok pişman oldum, keşke çalışmasaydım” dediğiniz biri…
Hiç olmadı… Bu benimle, duruşumla da alakalı belki de.

- Peki bu isimlerin çoğu ‘star’. Bir starla çalışmanın zor tarafları var mı? Arada bir duvar, mesafe oluyor mu?
Sadece Türkiye’de değil dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mesafe olamaz. Bu memuriyet gibi bir şey değil. Sahneye çıktığınızda sırtınızı birbirinize yaslıyorsunuz. Dışarıda hiyerarşi kurarsanız sahnede sırtınızı yaslayamazsınız. Buna Sezen Aksu da Tarkan da dünyanın en büyük starı da dâhil. Müzisyenle yorumcunun sahnede bir paylaşımı var ve bu paylaşım hiyerarşi kaldırmaz. Dışarıda müzisyeninle aranda hiyerarşi kurarsan sahnede başına iş gelir.

- Sezen Aksu, Tarkan ve Kenan Doğulu desek…
Sezen’i çok uzun yıllardır tanıyorum. Beraber çok çalıştık, bütün albümlerinde varım. Şu an da birlikte çalışıyoruz. Onunla çalışmak şahanedir… Hem müzisyen olarak hem insan olarak çok açık, çok vizyon sahibi, çok güzeldir. Müziği çok iyi bilir. Çok derin bir birikimi vardır ve hep iyi müzisyenlerle çalışır. Yanında çalışan müzisyenlere gereken saygıyı, sevgiyi, ihtimamı gösterir. Kenan da çok iyi müzisyendir. Zaten babası da müzisyen. Tarkan, çok çalışkan, hedeflerinin peşinden inançla giden, son derece yetenekli bir arkadaş. Çok zeki buluyorum.

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi