• $32,3935
  • 35,0706
  • 2326.67
  • 9142.4
28 Şubat 2015 Cumartesi 02:00 | Son Güncelleme:

Lübnan: Frene basmayan ülke…

Lübnan: Frene basmayan ülke…

Geçmişteki iç savaşın yara izlerini silmeye çalışan Lübnan, küllerinden doğan Anka kuşuna benzetilmeyi en çok hak eden ülkelerin başında geliyor… Tam sekiz defa yıkılmış (1975’te şehrin yüzde 80’ine yakın) ve yeniden inşa edilmiş (edilmekte olan) bir kentten bahsediyoruz.

Beyrut’a adım attığınız andan itibaren, fotoğraf makinenizi nereye çevirirseniz çevirin, şehrin üçyüzü de kareye giriyor: Tarihi Lübnan, yıkılmış Lübnan ve yenilenmekte olan Lübnan. Bir yandan sarı taştan yapılmış seneleri üzerinde taşıyan kiliseler, camiler, 1920’lerin Fransız mimarisinden etkilenmiş binalar,  bir yandan kurşun deliklerini hâlâ bariz bir şekilde görebildiğiniz yıkık dökük duvarlar, bir yandan şehre yeni yüzünü veren vinçler…

BEYRUT’A GİDİŞ…

BEYRUT'A gitmek için Bora Jet ile uçuyoruz. Avantajımız, Ekonomi Class’ta Business keyfini yaşamanız. Adana aktarmalı, çok kısa sürede güvenle Beyrut’a varıyorsunuz. Ortadoğu uçuşlarını gece saatlerinde gerçekleştiren çoğu havayolunun aksine daha makul saatte gitmek isteyenler için uygun bir seçim. İnişte duyduğumuz kadın kaptan pilotun sesi de bize güzel bir sürpriz oluyor. Beyrut benim gibi ayakkabısını eskitip, üç günde çöpe atan-yani bir şehri yürüyerek keşfe çıkmak isteyenler- için ideal. Şehir oldukça küçük; 20 kilometrekarelik bir alan. Ama dolaşmaya başladığınızda, tüm güzelliğiyle etkisi altına alıyor sizi. Tam bitti derken sokağın köşesinden bir dönüyorsunuz ve yeni bir dünya karşılaşıyorsunuz. Bu yeni dünya, biraz da Solidere’nin işi; Lübnan’da tüm yıkılmış, bombalanmış binaların yenilenmesi, yani Lübnan’ın kentsel dönüşümünü yapan inşaat şirketi… Hâlâ yıkık olan en önemli bina ise, bir zamanlar casusların Bond’culuk icra ettikleri St George Oteli. Otelin bir dili olsa da konuşsa, kim bilir neler anlatacak. Solidere’yi de turistik programınıza katabilmeniz mümkün. Size Beyrut’un yeni yüzünün maketlerini gösterip yürüyüş turlarına da çıkarıyorlar. (Solidere İnformation Office: Bldg 149 Rue Saad Zagloul Tel: 1 980 650.)

GECE HAYATI…
Beyrut’un gece hayatı meşhur. Ve ilginç bir şekilde saat 01.00’de bir gece kulübüne gittiğiniz zaman büyük bir ihtimalle boştur. Çünkü insanlar için gece hayatının tavan noktası saat 02.00!!! Büyük gece kulüpleri genellikle hafta sonu açık oluyor. En meşhur olanı ise BO18. Bu kulüp sayesinde hem eğleniyor hem de tarihe tanıklık edebiliyorsunuz: 70’lerin sonlarında, Lübnan’ın hâlâ iç savaşı yaşadığı dönemde, müziğin terapik gücüne inanan Naji Cebran isimli Lübnanlı bir genç, burada partiler düzenlemeye başlamış. Çok kalabalık olunca, mekânı başka bir yere taşımışlar. Yere gömük, mezarı andıran sandalyeleriyle "savaş mimarisi"nin öncü mekanlarından biri haline gelmiş. Tavanı açılıp, kapanabiliyor. Böylece istenildiği zaman açık hava diskosuna dönüşebiliyor. Yıllarca dünyanın en güzel gece kulübü seçilen mekânın müdavimleri arasında Naomi Campbell’da varmış. 

FREN PEDALI YOK!
Şehri yürüyerek keşfe çıkmaya başladığım andan itibaren bir şey dikkatimi çekiyor: Lübnan’da yayaların pek bir kıymeti yok. Arabalar yavaşlamaya bile tenezzül etmiyor. Ama Beyrut demek tam olarak da bu demek: yani hızını hiç kesmemek, hiç durmamak. Bu şehre yetişmek zorundasınız çünkü çok hızlı akıyor, hep kendini yeniliyor. Fren pedalı bu ülkede adeta yasaklanmış. Zira yavaşlamak demek,  şehri ıskalamak demek… Şehri ıskalamak istemeyenlerin ilk başlangıç noktası tarihi Beyrut olmalı. Al-Omari Camii, 12. yüzyılda yapılmış bir kilise iken, 1291’de camiye döndürülmüş. Bir diğer tarihi bina ise bir Maronit Kilisesi olan St George Kilisesi. Üstelik tarihi haçlı seferlerine kadar geri gidiyor. Yaz aylarında ise gündüzü sahillerde geçirmek yapılabilecek en keyifli atraksiyonlardan biri. Beyrut hem şehir düzeni olarak hem de hava durumu olarak her daim bisiklet kullanılabilecek bir şehir. Beyrut-by bike Bisiklet Kulübü hem çocuklarınız hem de arkadaşlarınızla çıkabileceğiniz Beyrut’u tanıma gezileri düzenliyor. (Beirut Limanı, Tel: 1 365524)

YAPMADAN DÖNME:
l Beyrut’un biraz dışında yapılan teleferik gezintisinin manzarası inanılmaz güzel. Teleferiğin bazı evlerin neredeyse 10 santim yanından geçiyor olmasıysa insanı gerçekten şaşırtıyor. (Maameltein’den kalkan teleferik 
salı-pazar günleri arası 12.00-19.00 arası açık) 
l 7 bin yıllık Byblos Antik Şehri, tarihi limanı, haçlı kalesi ve el işi ürünlerinin bulunabildiği çarşısıyla gezmeye değer. Beyrut’tan sadece 42 kilometre uzakta olan bu antik Fenike liman kenti, günü birlik ziyaret edilebilir.  

NASIL GİDİLİR?

Bora Jet’ ile Beyrut’a  hem Adana , hem Bursa hem Diyarbakır hem de Kıbrıs’tan gidilebili. Bağlantı uçuşları çok hızlı ve seri. Tek yön fiyatları 110 Dolardan başlıyor. Günde iki kez sabah ve akşam olmak üzere haftanın her günü uçulabilir. Sabah 11.30’da Beyrut’a varan uçak, size bir gün kazandırması açısından avantajlı. 

LEZZETİN PEŞİNDEN…
Ortadoğu’nun en çok alternatif  bulabileceğiniz, en zengin sofralarından birine hoş geldiniz. Midenize düşkünseniz doğru adrestesiniz. Beyrut’un lokantaları sizi asla hayal kırıklığına uğratmıyor. İster balık, ister et, ister çorba ister tatlı, birbirinden lezzetli ve zaman zaman deneysel yemekleri tatmaya hazır olun. Üstelik bu restoranların dekorasyonları her anlamda hayranlık uyandırıcı… Tavsiyelerimi şöyle sıralayabilirim: Eğer  aklınızdan geçen "et" ise o zaman doğru adres Le Gray Hotel’in terasında yer alan İndigo.  Daha geleneksel yemekler için ise Liza ideal bir seçim. Zaitunay Bay’de yer alan Karam Al Bahr Restoran, balık söz konusu olduğunda en iyilerden… Lübnan vazgeçilmez mezesi ise humus. Beyrut restoranları, henüz "lezzet"–"sağlık" arasındaki maçta yaptıkları hakemlikte galibiyeti lezzete vermişler. Lübnan mutfağındaki çoğu yemek ya da tatlı kilo aldıran cinsten. Tahin-pekmez sofranın vazgeçilmezlerinden. 

Tasarımda da gaz pedalına basıyorlar…
Tasarımcıların mobilya ve iç tasarım dükkânlarına bir göz atmaya karar veriyorum. Vick Vanlian isimli Show Room’u ziyaret edince şaşırtıcı fikirlerle karşılaşıyorum. Normalde gizlemeye çalıştığımız tesisat borularının ucuna geçirilmiş lambalar, korkutucu diye düşündüğümüz kurukafaların kristal olanları, topuklu ayakkabı giymiş dresuarlar (Building 1064 Saifi Bloc D Shop 0D1 Mkhallisiye & Aris Kanafani Street, Tel: 961 7880 7880)... Beyrut’da "Souk" diye geçen alışveriş mekânı bir Açıkhava AVM’si. İndirim zamanı alışveriş, İstanbul’dakinden çok daha kârlı ve Zuhair Murad gibi Lübnan’lı ünlü tasarımcıların dükkânlarını gezebiliyorsunuz. (Oscar’larda Chrissy Tiegens onun elbisesiyle arz-ı endam etmişti) Daha etnik malların peşindeysniz o zaman Hamra Caddesi'ne uğrayabilirsiniz. 

BİR KAHVE MOLASI 

Kendinizi Eşrefiye Mahallesi'nin ara sokaklarına vurduğunuzda, sizi dinlenmeniz için sessizce çağıran pek çok kafe ile karşılaşacaksınız. Hepsinin de ayrı bir konsepti var. Aralarında en ilginç olanlarından bir tanesi Memory Lane; bir yanda lüks sayılabilecek bir bar, bir tarafta sokaktaymışsınız hissi veren bir masa, öte yanda bir langırt masası, diğer tarafta bir dikiş makinesi. Hepsi bir araya gelmiş ve "tarz" olmuş. Mekânda Lübnanlı genç tasarımcılar çalışmalarını satışa sunmuşlar. Yani bir yandan da alışveriş yapabilirsiniz (Memory Lane: Tel: 961 1 562 808 ). Konsept mekânlar arasında bir diğeri Frida. Ressam Frida Kahlo anısına yapılmış, mönüsünde Meksika yemekleri de var.  (Achrafieh, al hayek sector shukri al asli str massabni bldg. Tel: 961 1 333 226)

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi