• $32,3467
  • 35,1045
  • 2308.76
  • 9079.97
11 Temmuz 2014 Cuma 01:14 | Son Güncelleme:

Her çağın çağdaşı: Shakespeare ve Hamlet

Her çağın çağdaşı: Shakespeare ve Hamlet

Cenk Gündoğdu
cenkgndogdu@gmail.com

Shakespeare’in 1600’lerin başında yazdığı düşünülen ve dünyada en çok üstüne konuşulan, tartışılan, çalışılan oyunu Hamlet; aynı zamanda en çok sahnelenen tragedyasıdır da. Tamamı sahnelendiğinde 6 saat süren oyun hemen her yorumda kısaltılarak ele alınmıştır. Hamlet üzerine yazılan binlerce kitabın tamamını okumaya kalkmak bile yeni bir araştırmacı, incelemeci için istese bile olanaksızlık noktasındadır. Konusunu tarihsel bir gerçeklikten aldığı araştırmacılar tarafından doğrulanan Hamlet’in izini 1567’de İngilizceye çevrilen Belloferest’in Trajik Öyküler’inde görürüz. Belloferest ise bunu, Danimarkalı tarihçi Saxo Grammaticus’un Latince yazdığı Danimarka Tarihi’nden almıştır. Kitaba göre Alleth’in amcası Feng, kardeşini öldürür. Amleth, amcasının olası kötülüklerinden kendini korumak için deli numarası yapar. Bir süre sonra da İngiltere’ye gidip kralın kızıyla evlenir. Amleth’in öldüğünü zannederek bir eğlence düzenlendiği sırada o, sürdürdüğü aynı deli numarasıyla Danimarka’ya döner ve eğlenenleri sarhoş eder, sarayda yangın çıkarıp amcasını öldürür ve tacı giyer. Kralın zehirlenmesi, öldürülmesiyle tahta sahip olma hali Eski Yunan’dan yakın zamana dek pek çok dönemde hem kurgu hem de gerçeklik olarak karşımızdadır. Ancak Shakespeare’in Hamlet’i, 12. yy başlarında ölen tarihçi Grammaticus’un Danimarka Tarihi adlı kitabından, bir nevi sözlü tarih çalışması da denilebilecek kitaptan hareketle yazdığı, araştırmacıların fikir birliği içinde olduğu bir konudur. 
Shakespeare’in Kral Lear, Othello, Macbeth gibi tragedyalarının konuları, ilerleyişi, kahramanların özellikleri, yönelimleri düşünüldüğünde en önemli tragedyasıdır Hamlet, kuşkusuz. Hamlet’i diğer tragedyalardan ayıran en temel özellik, aklıyla hareket eden ve olayların gidişatını belirleyememesine ve trajik sonuna rağmen düşüncesiyle bizi peşinden sürükleyen bir oyun kişisi olmasıdır. 
Oyundaki karakterlerden en çok dikkat çeken ve üstüne konuşulan Hamlet’in Shakespeare olduğu üzerine onlarca gerekçeyi farklı yazarlar bağlamlar dahilinde ifade etmiştir. Onların içinden Hippolyte Taine’i, ifadesiyle yakınlık kurduğumdan paylaşmak isterim: “Hamlet’i okuyanların öteki oyunlardan çok bu oyunda Hamlet konuşurken, Shakespeare’in sesini açık seçik duyduklarını sanmalarının geçerli nedenleri vardır. Shakespeare’in birçok özelliği Hamlet’te de görülür. Üstelik Hamlet oyunculara meslekleri üzerine öğütler verirken, çocuklardan oluşan tiyatro kumpanyalarının rekabetinden yakınırken, Shakespeare’in özel düşüncelerini ve görüşlerini dile getirdiği besbellidir.” 
Hamlet’in bunca konuşulması, sahnelenmesi Shakespeare’in arkadaşı Ben Jonson’un ifadesiyle söylersek “bir çağ için değil, her zaman için” varlığını sürdüren, her kuşakla yeniden anlam kazanan bir yapı içermesiyle açıklanabilir. Jonson gibi düşünen Jan Kott Çağdaşımız Shakespeare adlı ses getiren bir kitap yayımlar. Ayrıca dramatik yapının, kurgunun sağlamlığı, olayların gelişimi, karakterlerin derinliği ve yönelimlerinin güçlülüğü oyunu dönemsellikten alıp evrenselliğe taşımıştır.

ALTIN DEĞERİNDE İNCELEME

İngiliz edebiyatı profesörü Mina Urgan, bu sahadaki çeviri, inceleme ve kitaplarıyla öncü isimlerden biri. Mina Urgan’ın uzun zamandır baskısı olmayan altın değerindeki Shakespeare ve Hamlet adlı incelemesi yazarın Virginia Woolf, D.H. Lawrence, Bir Dinozorun Anıları, Bir Dinozorun Gezileri, İngiliz Edebiyat Tarihi adlı kitaplarını da okura sunan YKY tarafından yayımlandı. Shakespeare’in hayatı, soneleri, komedi ve tregadyalarını dünya yazınından isimlerin fikirlerine de yer vererek irdeleyen kitapta asıl büyük inceleme Hamlet üzerine. Ömrünü İngiliz edebiyatı ve Shakespeare’e vermiş bir bilgenin görevini yerine getirmesi olarak tarif ettiği bir alçakgönüllülükle yaptığı derinlikli incelemesi bu alanda çalışanlar için başucu kaynağı niteliğinde. Bir akademisyen olmasına karşın Mina Urgan’ın akademinin sıkıcı ve didaktik dilinin ötesinde son derece rahat ve keyifle, okurla konuşur gibi kaleme aldığı kitapla Rönesans’ın bize en büyük armağanı olan Shakespeare’i herkese sevdirebileceğini düşünüyorum. 
En büyük dileğinin, ilerde kendisinin ya da bir başka uzmanın Hamlet ölçeğinde Kral Lear, Othello ve Macbeth’i incelemesi olduğunu belirten ve bu çalışmadaki emeğinin boşa gitmeyeceğine inancını Shakespeare’in insan ruhunu çok iyi anlaması ile anlatmasına bağlar Mina Urgan: “Shakespeare’in önemi, gerçek anlamda evrensel bir dâhi olmasından, onu her çağın kendi çağdaşı, her ülkenin kendi yurttaşı olarak benimsemesinden kaynaklanır.”
Şiirin çevrilemezliğini Shakespeare’in oyunlarındaki şiirselliği de vurguladığı kitabın soneler bölümünde şöyle ifade eder Mina Urgan: “…onun oyunlarının hem biçimi, hem de özü şiirdir ve yazdıklarında şiirle tiyatro eşsiz bir uyum içinde bütünleşir. Shakespeare herhangi bir dile çevrilince, değerinin en azından yarısının yitirilmesinin nedeni de budur. (…) Gerçi tiyatro yazarı Shakespeare’i başka bir dile çevirebiliriz. Ne var ki bu tiyatro yazarıyla kaynaşmış olan şair Shakespeare’i başka bir dile çevirmenin yolu yok gibidir.”
Yarım asra yakın İngiltere’de tahtta kalan Bakire Elizbeth’in döneminde doğup büyüdüğü Avon kasabasından Londra’ya gelerek tiyatrosunu kurma ve sarayda oyun oynamasına imkân tanınarak büyük yazar olmasına yol açılan Shakespeare’in doğumunun 450. yıl dönümünde 34 oyununu tek tek ele alan ve Hamlet’e rikkatle eğilen bu anlamlı ve özel kitapla şairi, usta yazar Mina Urgan’ın değerli çalışmasıyla anmakla başlayın sıcak yaz günlerine. Hakkında bildiklerimiz sınırlı, bilmediklerimizse neredeyse sınırsız olan Shakespeare’in yaşayıp yaşamadığına, eserlerini kimin yazdığına, hangi büyük yazarların hakkında neler dediğine, neden küçümsediğine, önemse(me)diğine ve bitmeyen şehir efsanelerine Urgan’ın derinlikli incelemesinin eşliğinde tanık olacaksınız.

KİTABI OKUYAN OKURA SAHNE NOTU:

Sezonda dikkat çekici iki Hamlet izleyiciyle buluştu ve ekimde de perde diyecek: İlki Moda Sahnesi’nce (Kadıköy) Kemal Aydoğan’ın rejisiyle diğeri ise Işıl Kasapoğlu’nun deneysel işi ve Bülent Emin Yarar’ın tek kişilik performansıyla İstanbul Devlet Tiyatroları sahnelerinde.

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!
Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Vatandaş, 'Bize neyin sözünü verebilirsiniz?' diye sordu... İstanbul'a yeni metro müjdesi!

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar
Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Deprem uzmanlarından korkutan İstanbul uyarısı! Riskli ilçeleri açıkladılar

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'
Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'

Çin, 'Türkiye rekor kırdı' diyerek duyurdu! 'NATO ülkelerinden Ortadoğu'ya kadar...'