• $32,3719
  • 35,0721
  • 2325.61
  • 9136.05
9 Mayıs 2014 Cuma 03:32 | Son Güncelleme:

Denizlerin Âlimi

Denizlerin Âlimi

seyir defteri...
SERDAR ÇELİK
serdar.celik@istanbul.com

Dedesi ve babası İstanbul Tersanesi Kethüdalığı yapan, Barbaros Hayrettin’in gemilerinde kaptanlık etmiş ve onun yetiştirdiği en önemli reislerden olan Seydi Ali Reis, Kâtip Çelebi’ye “Seydi Ali’den sonra tersane ocağına onunla mukayese edilecek bir başkası daha gelmemiştir” dedirtecek kadar yetenekli bir tersaneci ve denizcidir. Reisliğinin yanında matematik, coğrafya ve astronomi âlimi olan Seydi Ali Reis aynı zamanda “Kâtibi” mahlasıyla şair olarak da pek çok gazel ve methiyeye imzasını atmıştır. 
İçlerinde Çağatayca, Portekizce ve Farsça da olmak üzere pek çok dili iyi bildiğini, yaptığı çeviriler ve yazdığı eserlerindeki anlatılardan ortaya çıkardığımız bu Osmanlı dehasının yazdıkları, 1800’lü yıllardan beri İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça ve Özbekçeye çevrilmiş olmasına rağmen ne yazık ki kendi dilimizde layık olduğu ilgiyi görememiştir. Yazdıkları ve yaptıklarıyla ilgili son yıllarda Timaş ve Paraf gibi yayınevleri çeşitli kitaplar yayınlamışlarsa da bunlar maalesef düşük satış rakamlarından ileri gidememişlerdir.
Oysaki Seydi Ali Reis’in, Kanuni tarafından 1553’te Hint Kaptanlığı’na atanmasından sonra yaşadıklarının bir hikâyesi olan Mir’at-Ül Memalik (Ülkelerin Aynası) edebiyatımızın ilk seyahatnamesi olma özelliğini taşımaktadır. Geçtiği memleketlerin 16’ncı yüzyıldaki yaşamlarını, tanıştığı hükümdarları ve başından geçen bin bir enteresan olayı anlatan bu gezi kitabı bile tek başına bir başyapıttır. Piri Reis’in üç gemi ve ganimetleri alarak Mısır’a kaçıp Basra Körfezi’nde bıraktığı ve Murat Reis’in Portekizlileri aşıp geri getiremediği donanmamıza ait 15 gemiyi, Süveyş’e getirmek üzere Kanuni tarafından görevlendirilmişti Seydi Ali Reis. Bu Hint Kaptanlığı görevinde sayıca çok olan Portekizlileri mükemmel deniz manevralarıyla aşıp gemileri Hint Okyanusu’na çıkartmayı başarmıştı. Ancak Süveyş’e doğru yol alırken Umman sahillerinde güneybatıdan gelen ani bir fil tufanına yakalanan (bugünkü adıyla tsunami) Seydi Ali Reis, Hint kıyılarına kadar sürüklenmiş ve kendisini 9 hasarlı gemiyle birlikte Gücerat Sultanlığı’nda bulmuştur. Bu hasarlı gemilerle yola devam edilemeyeceğine karar verip gemileri sattırmış ve karadan İstanbul’a dönmek üzere yola çıkmıştır. Bu yolculuğu sırasında uğradığı bütün ülkelerde Kanuni Sultan Süleyman’ın bir elçisi gibi davranmış, hükümdarları ziyaret etmiş ve onlardan Kanuni’ye ulaştırılmak üzere mektuplar almıştır. Hatta geçen yıl Hindistan Cumhurbaşkanı Mukherjee, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ü ziyaret ettiğinde, cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmada Hindistan’la ilk diplomatik ilişkinin 16’ncı yüzyılda Seydi Ali Reis’in Babür İmparatoru Hümayun Şah’ı ziyaret etmesiyle başladığını söylemesi de bu Osmanlı reisinin ne kadar ileri görüşlü bir adam olduğunu açıklamaya yetmektedir sanırım. Tam 3 yıl 7 ay süren bu dönüş yolunda başına gelmedik kalmayan, hatta bir süre İran’ın Meşhet valisi tarafından tutuklanarak gözaltına alınan Seydi Ali Reis, 1557 Mayıs ayı başlarında İstanbul’a varmış ve Edirne’de bulunan Sultan Süleyman’ın yanına gitmiştir. Süveyş donanmasının uğradığı kayıptan dolayı padişahtan af dilemiştir. Dolaştığı yerlerde görüştüğü hükümdarların verdiği 18 nameyi kendisine sunmuştur; Seydi Ali Reis Osmanlı donanmasını heba etmekle sorumlu olmakla beraber, yaşadığı olaylar olağanüstü haller kabul edilerek suçlu görülmemiş ve Sultan tarafından affedilmiştir. Bu yüzden Osmanlı’da birisinin başına umulmadık işler geldiğinde “Başına Seydi Ali halleri geldi” sözü kullanılmaya başlanmıştır.
Bu çok ilginç seyahatnamesinin yanı sıra, Halep’ te bulunurken astronomi ve matematik dersleri alan Seydi Ali Reis, Ali Kuşçu’nun Fethiye isimli eserini Farsçadan tercüme etmiş ancak bununla yetinmeyerek Mahmud Omar al Çağmini’den ve Kadızade-i Rûmî Musa Paşa’nın eserlerinden de faydalanarak tercümesine birçok ilaveler yapmıştır.
Seydi Ali Reis kısaca Muhit adıyla bilinen bir diğer meşhur eserini de Haydarabat’ta bulunurken kaleme almıştır. Geçirdiği tecrübelerden sonra kaptanlara ve gemicilere kılavuz olmadan Hint denizlerinde kolaylıkla dolaşım imkânını verecek bir kitap yazan Seydi Ali Reis bu eserinde; yer tayini, zaman hesabı, takvimler, pusula taksimatı, denizcilikte önemli bazı yıldızlar ve yıldız grupları; meşhur limanlar, Hint denizindeki adalar, rüzgârlar, tayfunlar ve sefer yolları hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Bu kitabın dördüncü bölümünde Yeni Dünya yani Amerika’ya ait bir bölüm de bulunmaktadır. Ali Reis bu bölümde Amerika’yla ilgili yazdıklarını bizzat oralarda bulunmuş Portekizli bir denizci arkadaşından dinlediğini de kitabında belirtmiştir. Kâtip Çelebi, Cihannüma’sında Seylan, Cava, Sumatra ve diğer adalar hakkında verdiği bilgiyi aynen Muhit’ten naklettiğini de açıkça söylemektedir. 
Tüm bahsettiklerimden anlaşılabileceği üzere, Seydi Ali Reis sadece Osmanlı’ya reislik etmiş bir denizci değil, aynı zamanda araştırmacı, gezgin ve bilimsel yazılar kaleme alan bir Osmanlı yazar ve entelektüelidir. Okunması ve yeniden basılarak tanıtılması, layık olduğu yere konulmasını sağlayacaktır umarım.

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı
Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Dış ticaret açığı yüzde 44,2 azaldı

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!
Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Emeklilere indirimli bilet müjdesi!

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi