• $32,3808
  • 35,0026
  • 2326.12
  • 9074.37
13 Şubat 2015 Cuma 15:03 | Son Güncelleme:

Dünyanın en mutlu kedisi

Dünyanın en mutlu kedisi

Kim ne derse desin, bence dünyanın en karakterli canlılarındandır kediler!

İPEK BAYSAN

ipekbaysan@hotmail.com

İstemedikleri şeyi yapmazlar, sevmedikleri insana pas vermezler, siz onları değiştirmeye çalışırsanız ve buna niyetleri yoksa “Hey, dur bakalım, ben buyum!” anlamına gelen ufacık bir hareketle bile sizi şaşkına çevirirler! Onlar sizi olduğunuz gibi kabul eder ve değiştirmekle uğraşmaz, size uyum sağlamaya çalışır ama asla teslim olmaz! En tahammül edemedikleri insan tipi de “mış gibi” yapanlardır. Onları sevmediğiniz halde seviyormuş gibi görünmenizi hemen anlarlar ve bunun sonu da çoğu zaman elinizde birkaç gün size eşlik edecek küçük bir tırnak izi olur. Yapmacıklığa katlanamazlar ve bu tarz insanların egolarını şişirmeye de hiç tenezzül etmezler! İstenmedikleri yerde durmaz, istemedikleri ortamda bulunmazlar! (Şimdi sırası gelmişken, kedilere sürekli “nankör” diyenlere soralım; kaçınız yapabiliyorsunuz bu saydıklarımı?) Böyle bir kediyle tanıştıracağım sizi: Paşa. Günlüğüyle aramıza katıldı. Yaşadıklarını okuduktan sonra, “Oh, iyi ettin, bir kediye de bu yakışırdı zaten!” dedim. 

Nurgül Ateş’in, Çizmeli Kedi Kitaplığı’ndan yayımlanan yeni kitabı sayesinde tanıştım Paşa’yla. Yazarı, kedileri bu kadar iyi gözlemleyebildiği için ayrıca tebrik ediyorum. Hikâyemiz, Paşa’nın, bize olayları en baştan anlatmasıyla başlıyor. İki yıl önce doğan Paşa’yı ve kardeşlerini bir ağabey sahiplenmiş, yaşadığı apartmanın bodrum katında onları beslemiş ama apartman sakinleri şikâyet edince, kedileri arkadaşları arasında paylaştırmış. Paşa’nın payına da Hilmi düşmüş (“Kedilerin sahipleri değil, personelleri vardır” sözünü hatırlayıp kıskıs güldüm Paşa bunları anlatırken). Hilmi, biraz pasaklı bile sayılabilirmiş ama Paşa’yı çok seviyormuş ve onun bir miyavını iki etmiyormuş. Derken, Hilmi âşık olmuş ve pasaklı hali gitmiş, yerine bakımlı biri gelmiş. Acaba Hilmi’yi değiştiren kim diye düşünürken, o “üstün insan” bir gün evlerine teşrif etmiş. Berna adlı bu kız, gelir gelmez Paşa’nın koltuğuna oturmasın mı! Bir de, “Tüyleri çok mu dökülüyor bunun?” demesin mi! Bizim Paşa, bozulduğunu belli etmek için Berna’nın çorabına hafifçe geçirmiş tırnaklarını ve Berna da tüm niyetini açıkça söylemiş ona: “Seni küçük şeytan! Boşuna uğraşma, ne çorabımı kaçırabileceksin, ne de beni…” Paşa’nın, başından geçenleri anlatışı ve insanların tuhaf davranışlarını, yapmacıklıklarını yorumlayışı gerçekten bir kedi gibi. Nurgül Ateş’in başarısı da burada yatıyor. Okur,  bu kitabı patilerinin arasına sıkıştırdığı bir kalemle gerçekten Paşa diye bir kedi yazmış gibi hissediyor. Birazdan karşıdaki çöplüğü karıştırırken kafasını bir an kaldırıp “Yaa, işte böyle!” deyip göz kırpacak sanki! Ateş, kitabı yazarken kendisini tamamen unutmuş ve bu sayede capcanlı bir karakter yaratmış. Çocuk edebiyatının böyle karakterlere, böyle karakterli kedilere ve dünyanın en mutlu kedisini yaratmak için kendini unutmayı/unutturmayı başarabilen yazarlara ihtiyacı var… 

Paşa-Bir Kedinin Günlüğü 
Nurgül Ateş, 
Çizmeli Kedi Kitaplığı, 62 sayfa

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı