• $32,3621
  • 34,9781
  • 2324.82
  • 9079.97
10 Ocak 2015 Cumartesi 02:00 | Son Güncelleme:

Siz şeker mi sandınız

Siz şeker mi sandınız

Antibiyotiklerin bilinçsiz ve gereksiz yere kullanılması mikropların direnç geliştirmesine katkıda bulunduğu gibi insan vücudunda da çeşitli hasarlara neden oluyor.

Ülkemizde antibiyotiklerin aspirin ya da ağrı kesici gibi kullanıldığına dikkat çeken Türk Klinik Mikrobiyoloji İnfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Amerikan Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Profesör Önder Ergönül antibiyotik kullanımına ilişkin bilgiler verdi. 

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

BÜYÜK UMUT YARATMIŞTI

Antibiyotikler ilk defa II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmaya başlandı ve ilk çıkan ilaç da penisilindi. Daha önceleri de enfeksiyonlar vardı ama onlara yönelik etkili bir ilaç yoktu. Mesela Atatürk pek çok kez zatürre geçirdi ama bir şekilde tedavi edildiği düşünülüyordu. O zaman antibiyotikler yoktu. 
Bir şekilde istirahatla geçiyordu. Penisilin ilk çıktığında sansasyon ve büyük bir umut yarattı. İnsanlar infeksiyon meselesinin kapandığını düşünmüştü. Nasıl olsa penisilin var, böylece insanlığın bu sorunu hallolur diye düşünüldü. Ancak durum hiç de böyle olmadı. Mikroorganizmalar antibiyotiğe karşı direnç geliştirmeye başladı. Antibiyotik kimyasal bir molekül ve bunu çok uyguladığınızda canlılar buna karşı kendilerini koruyacak mekanizma oluşturuyor. 

MİKROPLAR DA ÜREMEK İSTİYOR

Her bir antibiyotiğin farklı etki mekanizması var. Her bir etki mekanizmasına karşı da mikroplar, mikroorganizmalar kendilerini koruyacak bir sistem geliştiriyor. Çünkü mikropların da programında insanlar gibi çoğalmak, üremek gibi hedefleri var. Soyunu devam ettirmek istiyor. Bu noktada penisilinlerden sonra direnç oluşunca bambaşka antibiyotikler üretildi. Şu an uyguladığımız en az 10-15 ana grupta yüzlerce antibiyotiğimiz var. Antibiyotiklerin her biri başka koşullarda tanımlanmış durumlarda kullanılan ilaçlardan. Antibiyotik her hastalık için kullanılan bir ilaç değildir. Mesela solunum yolu ya da idrar yolu enfeksiyonu olduğunda hatta menenjit olunduğunda kullanılan antibiyotikler daha farklı. Bu ilaçların çeşitlenmesi ve zenginleşmesi ilacın daha dikkatli kullanılmasını gerektirdi. Neredeyse uzmanlık gerektiren bir hale dönüştü. 60 sene önce penisilin ilk çıktığında hangi enfeksiyon olursa olsun penisilini veririz, geçer gibi bir durum yok artık, değişti. Bütün hastalıkların uzmanları hangi enfeksiyon olduğunu saptayıp da antibiyotiği vermekle yükümlü meslektaşlarımız. 

ANTİBİYOTİKLER GEREKSİZ KULLANILIYOR

Antibiyotikler çok fazla ve gereksiz kullanılmaya başlandığı için direnç geliştirmeye,  mikroplara yardımcı olmaya başladı. Her geçirdiğimiz enfeksiyon bakteriye bağlı olmayabilir. Hastalığa etken virüsler de olabilir. Virüs dediğimiz canlılar bakterilerden daha küçük canlılardır ve zaten onlara antibiyotik etki etmez. Ateş, halsizlik varsa bir enfeksiyon geçiriyor diye düşünüp antibiyotik verirsek sadece o mikroplara yardımcı olur ve direnç gelişmesini sağlarız. Üst solunum yolu enfeksiyonları çok sık gördüğümüz hastalıklar. Geçirilen hastalıkların yüzde sekseni viral virüslere bağlı yani antibiyotikle tedavi edilmeyen daha küçük canlıların oluşturduğu hastalıklar. Burada tamamen gereksiz bir antibiyotik kullanımı görülüyor. Ateş çıktığında, öksürük olduğunda insanlar hemen bir antibiyotik alıyor. Adeta bir ateş düşürücü gibi kullanıyorlar ki bu yaklaşım hiç doğru değil. Bu noktada antibiyotik kullanmanın gerekli olup olmadığına hekimin karar vermesi gerekiyor. Kuzey Avrupa ülkelerinde antibiyotik kullanmaya başlamanız için mutlaka bir hekimin görmesi gerekir. Hekim olmadan bu iş olmaz. Grip, gerçekten ağır, insanı halsizleştiren, bitkinleştiren, yüksek ateşin de olabildiği ağır bir tablodur ki bu durumda bile antibiyotik gerekmez. Geçmişte ‘domuz gribi’, ‘kuş gribi’ dendi ki bu durumda da antibiyotik yeterli olmaz. 

KARNEMİZ KÖTÜ

Antibiyotiklerin bilinçsiz kullanılmasının en büyük zararı mikropların direnç geliştirmesi. Başkalarına da bulaşıyor. Bu açıdan antibiyotikler diğer ilaçlardan farklı olarak toplumsal ilaçlardır. Türkiye direnç gelişimi açısından Avrupa’da karnesi en kötü ülkelerden biri tüm dünyada. Sağlık Bakanlığı buna çok önem veriyor, Türk Klinik Mikrobiyoloji İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı olarak biz de bu durumu destekliyoruz. Antibiyotiğin ciddi yan etkileri var. Kimi böbrek yetmezliğine kimi karaciğer yetmezliğine kimi de kaslarda ve tendonlarda kopmalara neden olabiliyor. Ayrıca alerjik döküntüler ortaya çıkıyor. Başka ilaçlarla etkileşime geçerek vücuda zarar da verebiliyor. Bu nedenle mümkün olduğunca az kullanmamız gerekiyor. Biz doktorlar gerekli ölçüde kullanıp etkisini gördükten sonra bir an evvel kesmek isteriz. İlacı azaltırız. Öncelikle doktora gitmek, doktor reçetesiyle antibiyotik almak, ciddi uzman görüşlerini dinlemek gerekiyor. Aspirin gibi ateş düşürücü gibi tüketmemek gerekiyor antibiyotiği. Çok özel durumlarda almak gerekiyor. 

HASTA OLDUKTAN SONRA PORTAKAL TEDAVİ ETMEZ

Hasta olduktan sonra hastalığı tedavi eden vitamin, kuruyemiş ya da meyve gibi bir yiyecek yok. Zaten virüsse ki virüslere yönelik çok az ilaç var. Mesela influenza ise sadece ona yönelik bir ilaç kullanılır. Etken olan bakteriyse etken o zaman gerçekten antibiyotik kullanmak gerekir. Diğer virüsler için beklemek gerekiyor. Nezlenin geçme süresi toplam 7 gündür, yapacak bir şey yok. Ateş düşürücüler alınabilir, rahatlatır, iyi hissettirir. “Ben galiba nezle oluyorum en iyisi portakal, mandalina yiyeyim” diye düşünülüyor. Tabii ki portakal yemek iyi bir şey, sağlıklı ama hasta olunduktan sonra tedavi ettiği görülmemiştir. Öncesinde bağışıklık sistemini sağlam tutarsan o hastalık gelmez zaten. Gençler özellikle iyi dinlesin. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için beslenme çok önemli. Vitaminiyle proteiniyle dengeli beslenmeye önem vermeliler. Meyve ve sebze tüketmek çok önemli. Cips ya da fast-food gibi gereksiz yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Hele spor yaparsak çok daha az hasta oluruz. Uyku düzeni de çok önemli. İyi uyuyorsan, düzenli bir hayatın varsa, egzersiz yapıyorsan, beslenmene dikkat ediyorsan sorun olmaz. Normal vitamin hap yerine günde bir tane portakal 
veya soğan yemek yeterli olacaktır.

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlamış olacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlamış olacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlamış olacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı