• $32,3645
  • 35,0937
  • 2323.69
  • 9079.97
8 Kasım 2014 Cumartesi 02:00 | Son Güncelleme:

Müzik sanayisi çöküyor ama Sevgiler Çökmüyor

Müzik sanayisi çöküyor ama Sevgiler Çökmüyor

Ümit Besen hafta içi Bodrum’da hafta sonu da İstanbul’da yaşıyor. Zamanı çok az, ancak sağ olsun, bizi kırmıyor ve kendisiyle Yenikapı’da sahne aldığı Mercan Restoran’da bir araya geliyoruz. Yıllardır kalbimizin en güzel köşesinde duran Besen, “Şunu hep söylüyorum: Müzik sanayisi çöküyor ama sevgiler çökmüyor” diyor…

ALİ MERT ALAN
alimertalan@gmail.com
Fotoğraflar: UYGAR TAYLAN

Albüm çıkarmaya sıcak bakmıyordunuz. Ama 6 yıl aradan sonra yeni bir albümle    yeniden sevenlerinizin karşısındasınız.    Peki fikrinizi değiştiren ne oldu?
Albüm yapmayı düşündüm. Hazırlıklarım vardı, duygularım vardı. Bu duygularımı da kâğıda dökmüştüm. Bunları sevenlerimle paylaşmayı düşündüm çünkü insanlar benden bir şeyler bekliyorlardı. Satış amacı gütmeden yıllardır yaptığımız gibi eser bırakmak için yola çıkacaktım. Ancak benim alışkın olmadığım şey, bir yapıtı kendi kendime meydana getirdikten sonra yayınlamaktı. Yani evdeki stüdyomda, kendi imkânlarımla bir albüm yapabilirim. Fakat bu albümün fabrika aşaması ve yayınlanması benim işim değil. Yıllarca plak piyasasında etrafımda pervane olan insanlar vardı. O kişilerse müzik piyasasının çökmesiyle ortadan kayboldu. Ben de ister istemez biraz küstüm tabii. Bu saatten sonra müzik şirketi açacak halimde yok. En iyi zamanlarda, milyon dolarlar kazanacakken bile açmadım. 15 albüm boyunca plakçılara ne kazanacağımı bile sormadım. Paraya önem vermedim. Şimdi neden açayım? İlk çalıştığım şirket Emre Plak “Bir şeyler yapalım Ümit” deyince ben alevlendim. Ve stüdyoya girip bu albümü yaptım.

SADECE İKİ PLAK ŞİRKETİ

Eski plak şirketleri yok ama yeni şirketler de var. Ve siz talep gören, şarkıları dinlenen bir isimsiniz. Plak firmalarından        size teklif gelmemesi çok tuhaf...
Ben sadece iki plak şirketiyle çalıştım. Birincisi hemşehrim olan Hüseyin Emre’nin şirketi Emre Plak. Benim yola çıkışım bu firmayla oldu. 1980’den itibaren 25 albüm yaptım onun şirketiyle. Bu kadar uzun süreli aynı firmayla çalışan başka isim yoktur Türkiye’de. Bir ara aramızda kırgınlık olunca iki albümümü Ati Müzik’den çıkardım. Sonra kardeşim üç sene kanser tedavisi gördükten sonra vefat etmişti. Hüseyin acımızı paylaştı, baş sağlığına geldi. Tekrar Hüseyin’le bir araya geldik. Ve iş “Bir şeyler yapalım”a geldi. Böylece 'Ümit Besen 2014' ortaya çıktı.

HAYRANLARIM ÇOĞALDI

Yeni albümünüzün adı 'Ümit Besen 2014.' İlk albümünüzün üzerindense 34 yıl geçti. 34 yılda sizin hayatınızda pek çok şey muhakkak değişmiştir. Peki, neler değişmedi?
Duygular, karakter, duruş ve tarz değişmedi. Hayranlarım çoğaldı. İnternet sayesinde daha geniş kitlelere ulaştık. Mesela benim unuttuğum bir şarkımı sahnedeyken, tabiri caizse, sandığın altından çıkarıp benden isteyenler var.  

Uzun yıllardır müzik yapıyorsunuz ve yaptığınız şarkılar asla eskimiyor. Siz bunu neye bağlıyorsunuz? Her yaştan insan sizin şarkılarınızda kendilerinden bir şeyler buluyorlar. Bu sihri neye borçlusunuz?
Sanıyorum anneler, babalar ya da abiler evde beni çok dinleyince çocuklar da ister istemez o şarkıları dinlerken kendilerinden bir şeyler buluyor. Şarkılarım yaşadıklarımdan meydana geliyor. Saman alevi gibi şarkılar yapmadım. Hepsi uzun soluklu oldu. Eskiden sadece TRT 1 vardı. Görsel olarak hayranlarıma ulaşmak için 13 tane sinema filmi yaptım. Bu filmlerin de geniş kitlelerce tanınmama yaptığı katkı gözardı edilemez.  “Karımı doğuma götürürken arabada ‘Nikâh Masası’ çalıyordu. Oğlumuzun adını Ümit koyduk” diyen de oldu; “Sizin şarkınızla eşime sevgimi gösterdim ve öyle evlendik; mutluluğumuzsun” diyen de. Hatta saat gecenin üçünde otelde konserden sonra kapımı çalıp “Yarın biz otelden ayrılıyoruz. Ne olur bir fotoğraf çektirelim” diyen insanlar bile oldu. Sağolsunlar, insanlar beni ailelerinden biri gibi gördü ve görmeye de devam ediyor. Hep şunu söylüyorum: Müzik sanayisi çöküyor ama sevgiler çökmüyor. Peki, bu seven insanlar neden gidip albüm almazlar, internetten indirip kolayına kaçarlar? (gülüyor) Hâlbuki biraz o yönünü düşünseler altı sene ara vermeyecektim. Belki de her sene bir albüm çıkartacaktım.

Siz mutsuz aşkların şarkılarını yazıyorsunuz. Peki, sizi söz yazarken ne gibi duygular tetikliyor da bu şarkılar ortaya çıkıyor?
İnsan çok mutluyken bir şey yazamıyor. Sinemada da, “Ya ağlatacaksın ya güldüreceksin” derler senaryoları seçerken. Ne zaman ayrılık ya da acı olur, insan duygularını o zaman kaleme döker. Çok mutluyken yazılmıyor; yazsan da fazla mutlu olan insan yok herhalde. Ancak oynanır o şarkıya. 

BU KADARINI BEKLEMİYORDUM

Adınız 'Nikâh Masası'yla özdeşleşti.
Evet, bu sabah hanımla biz de bunu konuşuyorduk.

'Nikâh Masası'nı yazdığınızda  unutulmaz bir şarkı olabileceğini düşünmüş müydünüz?
1978’de İstanbul’a geldiğimde meşhur olacağım diye bir düşüncem yoktu. Kendime güvenim de yoktu. Koca İstanbul yani... Aslında ben insanlara değişik gelmiştim. Bu seferde sahne aldığım mekânlarda yer kalmıyordu. Şefe bahşişi verip  “Bana bir yer ayarla” diyenler olmuş. Ki o zamanlar henüz meşhur olmamıştım. Meşhur olduktan sonra daha büyük mekânlarda sahne almaya başladım. Şimdiki Ritz Carlton’un yerinde sahne aldığım Lalezar vardı. Yıllar sonra bir aile anlattı bana: Taksim’de trafik sıkışmış. Merak ettikleri için polise sormuşlar. Polis de, "Ümit Besen, Lalezar’a başladı. Trafik o yüzden sıkışık" demiş. 

Bir de gördüğünüz bir rüyanın ardından 'Nikâh Masası'nı yazmışsınız. Rüyanızda ne görmüştünüz?
Daha doğrusu uykudan kalktım. O dönem ilk filmim 'Islak Mendil'in senaryosu gelmişti bana. Orada şarkının bir kıtasını plak çıkmadan okumuştum. Senaryoda nikâhı basmaya gidiyorduk. Ayrıldığım eşim bir başkasıyla evlenirken, o arada biz nikâhın olacağı eve bir giriş yaptık. Münir Özkul, Nubar Terziyan,  Neriman Köksal’ın da oynadığı iyi bir kadromuz vardı. Böyle büyük bir kadroyla film yapmak herkese nasip olmazdı. O zaman bu şansı yakaladık... Senaryo benim memleketten İstanbul’a gelmeden önce yaşadığım şeylerle de örtüşüyordu biraz. Görmek istemediğim bir düğün vardı. Ve o şarkıyı o zaman yazdım. 

İŞLETMEYLE UĞRAŞMAK ZOR

Bodrum’da küçük bir mekân açmayı düşünüyordunuz, açtınız mı?
Yok yahu. Mekân açmak, işletmeyle uğraşmak ayrı bir olay. Bu işi sahnede icra etmek bizim işimiz. Ama “İyi bir mekân, yakışır bir şey olursa orada da program yaparız” diye içimden geçiyordu. “İçeride kuyruklu piyano, mum ışığı, tahta masalar iyi olur” diye düşündüm. 2002, 2003 yıllarında Maslak’ta kendime bir yer yapmıştım. Fakat sonradan kapattım. Doğuş Center’ın inşaatı henüz yapılmamıştı. Orayı güzel bir mekân yapmıştım ama işletmeyle uğraşmak zor. Sabahlara kadar hesap kitap yap. Sadece çarşamba akşamları orada program yapıyordum. Çarşamba kazandığımızı diğer günler götürüyordu. Garsonlar boş durmak istemedi. Öğlenleri yemek de vermeye başladık. Öğlen yemekleri Ticket’tı, Sodexo’ydu şuydu buydu derken beş liraya üç çeşit yemek vermeye başladık. Bu da benim zarar etmem anlamına geliyordu. Sonra da kapattım dükkânı (gülüyor). 

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı
Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Diyarbakırlı Saliha Gündüz'ün Başkan Erdoğan sevgisi: O anları 24 TV'ye anlattı

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür
Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür

Belçika'dan terör provokasyonlarına ilişkin açıklama: PKK Avrupa'da tanınmış bir terör örgütüdür