• $32,3774
  • 35,004
  • 2325.93
  • 9098.19
5 Kasım 2016 Cumartesi 01:00 | Son Güncelleme:

Hepinize “I kiss you” diyorum

Hepinize “I kiss you” diyorum

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Yıl 1999. Hayatımızda ne Facebook ne Twitter ne de Instagram vardı. Sosyal medya kavramını bile bilmiyorduk. İşte o zamanlar öyle biri çıktı ki kurduğu web sitesiyle bir anda tıklanma rekorları kırdı. O isim Mahir Çağrı yani internet Mahir’di… Peki, bir zamanların fenomeni internet Mahir’in şimdilerde ne yaptığını merak ediyor musunuz?

Biliyorsunuz artık ünlü olmak için şarkıcı, oyuncu ya da sporcu olmanıza gerek yok. Misal geçtiğimiz günlerde Pakistan’da çaycılık yapan Arshad Khan’ın fotoğrafı Instagram’da paylaşılınca yakışıklı Arshad modacıların peşine düştüğü bir fenomene dönüştü. Kerimcan Durmaz’ın da sosyal medya sayesindeki hızlı yükselişi hepimizin malumu. Biz de hafızamızı yokladık ve geçmişe döndük. Karşımıza bir zamanlar dünyanın sevgilisi haline gelen internet Mahir çıktı. O, ‘internet fenomeni’ kavramını hayatımıza sokan ilk isimdi. 90’lı yılların sonuydu henüz internet hayatımıza bu kadar çok girmemişti. Akıllı telefonların esamesi okunmuyordu, ne Facebook ne Twitter ne de Instagram vardı. İşte internet Mahir o yıllarda şimdilerde müzelik olan bilgisayarıyla bir site açmış, I kiss you all” diyerek dünyayı kendine hayran bırakmıştı. “Türkiye’ye gelirseniz sizi evimde ağırlarım” sözüyle samimiyetine hayran kalınan internet Mahir’in ünlü hayranları da vardı. Mesela Dawid Bovie katıldığı bir televizyon programında Mahir’in fotoğrafını çıkarıp göstermiş, Julia Roberts’tan sevgi dolu bir mesaj almıştı... Bir zamanların internet fenomeni Mahir Çağrı’yı İzmirde bulduk.

Neler yapıyorsunuz bu aralar?

İyiyim, teşekkürler. Bu ara sürekli bir yerlere gidiyorum. Hatay, Mardin, Almanya, Amerika… Gezmeye, açılışlara, davetlere gidiyorum. Konferanslara katılıyorum. 

Ne tür konferanslara davet ediliyorsunuz?

En son MIT (Massachusetts Institute of Technology) konferansına katıldım. İnternetin insan yaşamına etkileri üzerine bir konuşma yaptım. Amerika’da yaşayan bir sürü önemli insan gelmişti, profesörler, gazeteciler… Merak ediyorlar, tanımaya çalışıyorlar, fotoğraf çektiriyorlar. Nasıl bu kadar sevildiğimi ve bir anda nasıl internet fenomeni olduğumu dinlemek istiyorlar.

Yeni kuşak tanımak istiyor

16 senedir bu sevgi ve ilgi devam ediyor demek…

Amerika’nın yüzde doksanı beni tanıyor zaten. İskandinav ülkeleri, İngiltere ve Avustralya’da yaşayan bir kuşak tanıyor. Yeni gelen kuşak tanımak istiyor. Görünce heyecanlanıyorlar. Evlerine davet ediyorlar, birlikte yemek istiyorlar yani bir an bile olsa benimle vakit geçirmek istiyorlar. Bunların içinde sıradan insanlar da var ünlüler de.

Ünlülerden kim var?

David Bowie vardı mesela, öldü şimdi Allah rahmet eylesin. Bir televizyon programında benden bahsetmiş ve fotoğrafımı cebinden çıkarıp göstermişti. Julia Roberts, Mag Ryan, müzisyen Tedi Jean…

15 yıl önceye göre İngilizceniz epey geliştirmiştir değil mi?

Benim İngilizcem zaten çok iyiydi ama pratiğim zayıftı. Bir Amerikalı bir İngiliz Türkçeyi nasıl konuşuyor sanıyorsunuz, grameri çok mu iyi biliyorlar. Ben de öyle konuşuyorum, bu da dünyanın hoşuna gitti. İngilizcede istediğim her şeyi söylüyorum. “I am going now” demiyorum da “Now i go” diyorum mesela.   

Türkler bir yabancı dili konuşurken çekinir. Oysa onlar Türkçeyi çat pat konuşunca biz sempatik buluruz…

Çok güzel bir şey söylediniz. Ülkemiz insanı ne yazık ki yabancılara özenir, kendine güvenmez ama bende bunların hiçbiri yok. Özgüvenim yerinde. Ayrıca iyi konuşsam ne olacak konuşmasam ne olacak. Bu özgüven de rahatlatıyor beni.  Onlar nasıl kendilerini seviyorsa biz de kendimizi seviyoruz.

Sizi yeni tanıyacak kuşaklar için hikâyenizi dinleyelim mi?

İnternet sitelerinin zayıf olduğu bir dönemdi. O zamanlar ekonomik durumum da çok iyi değildi. Sonuçta halkın içinden gelen biriyim. Almanya’da yaşayan bir arkadaşım kompütür hediye etmişti. Dünyaya açılmak gibi bir hedefim yoktu. Dünyayla bağlantıyı chat yaparak kuruyordum. Icq vardı o zamanlar. Tak tak tak İngilizce yazıyordum. Dünyanın her yerinden arkadaş edinmiştim. Amerika’dan tanıştığım bazı arkadaşlar “Web sayfası kursana” dediler. “Hadi” dedim, “Ben de kurayım.” Web sayfasını kurduktan iki üç ay sonra olay patladı. Bu bir kader. Benden sonra da kimseye böyle bir şey olmadı. Bir saatte sekiz yüz bin kişi girdi. Guiness rekorlar kitabında bile yer aldım. Dünyanın en fazla resimleri indirilen adamı ve dünyanın en çekici insanlarından biri seçildim.

Şöhret sarhoşu olmadım

En çekici insanlar listesinde Madonna da vardı, Tom Curieus da. Nasıl hissetmiştiniz o isimlerin arasında yer almaktan?

Ünlülere özenen, onlar gibi olmak isteyen bir değilim ki. Sonuçta onlar da insan. Amerika’da hiçbir Türk’ün çıkmadığı şov programlarına katıldım. Böyle programlara katılmışım katılmamışım benim için çok da önemli değil. Zaten böyle olmam onların hoşuna gidiyor. Şöhret sarhoşu olmadım. Niye halktan, insanımdan kopayım ki.

 “Keşke Facebook benim aklıma gelseydi” diyor musunuz?

Facebook’un da Twitter’ın da sahibi bana hayran. Onların çoğunun fikir babası benim. Bu dünya basınında da yazıldı. Şimdiye kadar Türkiye’den benim gibi bir dünya ünlüsü çıkmadı. Bakın, Forbes’a girdim. Beni destekleyen olsaydı Facebook’u da kurardım, diğerlerini de.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Herkesi öpüyorum, “I kiss you all” diyorum.

EŞİMLE ÇOK MUTLUYUM

Bekâr mısınız hâlâ?

Evlendim. Çok mutluyum. Bunu da sansasyon haline getirmedim. İsteseydim dünya basınından birilerini çağırırdım ama yapmadım.

Çocuk var mı?

Daha henüz olmadı ama olacak inşallah. Zaten iki yıl oldu evleneli.

Eşinizi nerede tanıdınız?

Eşimle tanışma hikâyesi de çok enteresan. Şimdi onu anlatamayayım. Benimle ilgili bir belgesel çekiliyor, orada anlatılacak. Mistik bir hikâyesi var. Dünyanın birçok yerinden hanımlarla tanıştım. Evlenmek isteyenler, villalar, arabalar, yatlar teklif edenler çıktı ama iyi ki eşimle olmuş çünkü çok mutluyum. 

NOBEL ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL

Yeni internet fenomenlerini mesela Kerimcan Durmaz’ıtukip edeyor musunuz?

Hayır. Tanımıyorum. Şu anda internetin aktif kullanıcısı değilim. Bazen twitter’dan mesaj yazıyorum. Facebook’ta da hayvan hakları ve doğayla  ilgili paylaşımlarım oluyor. Bu konuları fazla gündeme getirmiyorum. Arkadaşlarım “Bahsetsen, Nobel’i de alırdın” diyorlar. Benim için Nobel almak o kadar da önemli değil.

Şimdi nereden para kazanıyorsunuz?

Düzenli biri işim yok ama paraya da ihtiyacım yok. Çok zengin de değilim çok fakir de. Evim var, arabam var. Büyük şehirlere gittiğimde benden para almıyorlar. Bununla gurur duyuyorum. Çağırıyorlar, hediyeler gönderiyorlar. Her kesimden her ırktan sevenim var. Sanki bir motif olmuşuz. Ne güzel, keşke dünya böyle olsa. Herkes sevgiyle yaşasa.

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi
Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Tam 1,5 milyar... Dış kaynak akışı bu yıl da hız kesmedi

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız
Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Bakan Uraloğlu tarih verdi: İki ili birbirine bağlayacağız

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı
Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı

Murat Kurum, BAYKAR'ı ziyaret etti: Türkiye'nin geleceğine olan inancım arttı