17-25 Aralık darbe girişiminin mimarlarından savcı Celal Kara bütün planı açık etti! Eteklerindeki bütün taşları döktü! Darbe girişiminin nasıl planlandığını, gizli görüşmelerin nasıl yapıldığını, gerçek hedefin kim olduğunu tek tek anlattı. Bunları anlatırken de, tarafsız olmaları gerekirken, nasıl bir hukuksuzluğa imza attıklarını itiraf etti.
Önce, Kara’ya sorulan sorular, sorulara verdiği cevaplar ve bu cevapların ne anlama geldiğine bakalım:
YÜCE DİVAN DARBE GİRİŞİMİDİR
Soru: Ya bakanlar Yüce Divan’a gitseydi?
Kara: Zafer Çağlayan’ın hayatı bitmiş olurdu muhtemelen… Çünkü hakkında rüşvet isnadı vardı, altın kaçakçılığı iddiası vardı, örgüt liderliği suçlaması vardı, resmi belgede sahtecilik suçu vardı.
Yorum: Günlerce yazdık çizdik. “Yüce Divan girişimi darbe kumpasıdır” diye kamuoyunu aydınlatmaya çalıştık. Kara’nın yaptığı bu açıklama bunun kanıtıdır. 17-25 Aralık’ta yarıda kalan darbe girişiminin devamıdır Yüce Divan kumpası.
BİLAL ERDOĞAN HAKKINDA NEDEN YAKALAMA KARARI ÇIKTI?
Soru: Başbakan, “Asıl hedef bendim. Oğlum üzerinden bana ulaşacaklardı” diyor. Bu iş sonunda Bilal üzerinden Erdoğan’a uzanacak mıydı gerçekten?
Kara: Bizim dosyamızda Bilal Erdoğan’la ilgili bariz bir şey yoktu. Ama Başbakan’la ilgili bir şeyler çıkardı. Zaten vardı tapelerde... Var yani, bunu inkâr mı edeyim? Var. Biz polis fezlekelerine de yazmamıştık, Meclis’e gönderdiğimiz bilgi notuna da eklemedik, ama bence işin içindeydi Erdoğan…
Yorum: Bilal Erdoğan’la ilgili bariz bir şey yoktu da, neden o dönem yakalama kararı çıkardınız? Yıllarca yapılan dinlemeler sonucunda hakkında bariz bir bulguya rastlamadığınız Bilal Erdoğan’la ilgili yapılanlar, hedefin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kanıtlamıyor mu? ‘Bence işin içindeydi Erdoğan’ açıklamasını bir savcı nasıl yapar? Bir savcı ‘bence’ ile hareket edebilir mi? Elde bilgi-belge yoksa bu nasıl bir yargı tarafsızlığı? Fezlekede ve bilgi notunda Erdoğan ismini neden gizlediniz?
GERÇEK HEDEF ERDOĞAN
Soru: “Erdoğan işin içindeydi” dediniz. Başından beri mi?
Kara: İlk başlangıcında işin içinde olmadığını zannediyorum. Yani Rıza Sarraf’ın irtibatlarını geliştirmeye çalıştığı aşamada… Ama sonrasında Sarraf, “Beyefendi’ye de bir şeyler yapalım” dedikten sonra ve istisnai yoldan adam başı 1 milyon dolar karşılığında akrabalarını Türk vatandaşlığına geçirdiğinde, zannediyorum artık her şeyden bilgisi var. Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Egemen Bağış’tan bahsederken “O, beni 1 Numara’ya ulaştıracak” diyor. Bağış’ın üzerindeki 1 Numara kim olabilir? Başbakan’dır. Dönen işlerin Başbakan’dan habersiz, bilgisiz ve izinsiz dönmesine imkân ve ihtimal yok.
Yorum: Kara’nın hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığı halde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘1 Numara’ olarak tanımlaması 17-25 Aralık darbe girişiminin gerçek hedefinin “Erdoğan’sız Türkiye” olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu açıklamalar gösteriyor ki, eğer oyun bozulmasaydı, bu tür kumpaslarla Erdoğan yargılanacaktı.
DARBE GİRİŞİMİ HALA SÜRÜYOR
Soru: Sizce kapandı mı 17 Aralık dosyası?
Kara: Kapanmadı, kapanamaz. Kapanmasının tek yolu, zanlıların yargı önüne çıkmasıdır. Sonunda nereye kadar gidecekse… Konjonktür ne olur, onu bilemem. Ama eninde sonunda bu yargılama olacaktır.
Yorum: Her defasında söylediğim gibi, Pensilvanya liderliğindeki bu operasyon bitmedi. Kara’nın açıklamaları da bunu kanıtlıyor. Önümüzde Haziran seçimleri var. Bu tarihe kadar çok daha ahlaksız girişimler olacağını göreceğiz.
Ve son söz…
Yargı zırhına bürünmüş Celal Kara ve onun gibilerin derhal görevden alınması gerekir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), bu açıklamalar sonrası nasıl bir tavır sergileyeceğini merak ediyorum doğrusu. Unutmayalım ki, Celal Kara halen fiilen savcı.